ŞEYH SAÎD HAREKETİNİN YILMAZ DİRENİŞÇİSİ "MIRRÎ'Lİ YIB MEHUN"






 

   ŞEYH SAÎD HAREKETİNİN YILMAZ DİRENİŞÇİSİ 

                     "MIRRÎ'Lİ YIB (ÎBRAHÎM) MEHUN"

              ailenin şuandaki soyadı KARAASLAN

             




                                          Ko spi'den manzara


"Kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur."

                                                                 (Kızılderili atasözü)



1925 Başkaldırısı'nın ayak izlerini uzun süreden beri takip ediyorum.
Bugüne kadar harekete katılan direnişçiler ve hareketin öncü kadrolarının çoğunun yaşam öykülerini yazdım.
Hala yazamadığım ve kürd kamuoyunca bilinen önemli şahsiyetlerin ayak izlerini de takip edip, yazmaya çalışıyorum.
Tabiki bu çalışmalarımın amacı hareketin omurgasını ortaya çıkarmaktır, böylelikle hareketin daha iyi anlaşılmasına imkan sunulmuş olunacaktır.
Maalesef hareketin önemli kadroları hakkında kürd araştırmacıları yeterince yazmadıkları ve yazanların da çoğu türk kaynaklarını referans aldıkları için yalan-yanlışla, bilgi kirliliği ile kıyasıya mücadele etme zorululuğu doğuyor. 
Devletin kaynakları genellikle dezenformatif amaçlıdır. 
Benim çabalarım bir yandan da devlet dezenformasyonuna cevap olmaktadır.

*****************

Şeyh Said adıyla anılan 1925 Hareketi'nin birçok isimsiz kahramanı vardır. 
Bu isimsiz kahramanlar hakkında bu güne kadar ne yazıldı, ne çizildi. 
Yöremizde efsaneleşmiş bu kahramanlar yeterince bilinmediği gibi adeta unutulmaya terk edilmiş vaziyettedir.
Anılmayı fazlasıyla haketmiş bu kahramanların birçoğunun yaşamını takip edip, yazmak tarihi bir görev olarak önümüzde duruyor. 
Bu yazımda Türk ve Kürd kaynaklarında ismi anılmayan ama Çolig ve çevresinde direniş sembolü olarak bilinen İbrahim Karaaslan'ı anlatmaya çalışacağım.
Yazıma konu olan bu yiğit ve efsane direnişçi 1925 Başkaldırısı'nın debdebeli komutanı Mırri'li İbrahim Karaaslan Çolig yöresinde Yib Mehun olarak tanınır.
Yib Mehun, Şeyh Said hareketinin savaşçılarından Yado, Hüs Wasmunu, Sivanlı Kas Quesi, Hacı Kolos gibi bölgemizde tanınan ve isminden çokca söz ettiren bir direnişçidir.
Şeyh Said hareketi ve sonrasında türk askerlerinin ve halk arasında 'milis huqmat' denen yerel çetelerin korkulu rüyasıydı.
Tıpkı Yado, Hüs Wasmunu gibi onun da başına "ödül" konmuştu. Hükümetin vadettiği ödül işbirlikçi çetelerin ve türk askerlerinin iştahını kabartmıştı.

***************

Çocukluğumda, televizyon ve sair iletişim araçlarının henüz evimize girmedigi dönemlerdi. 
Harekete katılan önemli şahsiyetler ve çocukları evimize misafirliğe geldiklerinde, Şeyh Said hareketinin seyri, yaşanan olaylar, yaratılan kahramanlıklar, uzun kış gecelerinin sohbet konusu olurdu.
Yib Mehun'un öyküsü beni ta o dönemlere bundan 35-40 yıl öncesine götürdü.
Dönemin kahramanlarına dair anlatılanlar haleti ruhiyemi etkilemekle kalmayıp ulusal bilincimin şekillenmesine büyük etki yapmıştır.
Yib Mehun'un korucuların pususuna düşmesini, yaralanmasını, sonra esir alınmasını dinlerken maruz kaldıklarını içime sindiremediğim gibi hayıflanıp üzülürdüm.
Nasıl olur da böyle bir direnişçi yaralanırdı, nasıl olur da yaralı ele geçirilirdi, doğrusu çocuk dünyam ve ruh halimle sessizce isyan ederdim. 
Yüreğim suskun, yüreğim çaresiz kalırdı ama bir türlü tevekkül gösterip kabullenemezdim.
Bazı arkadaşlarım yazılarıma da sinen bu yenilgiyi sindirmeme tavrımı sürgün psikolojisine bağlarlar. 
Oysa ben araştırma yazılarıma hissiyatımı katmaktan özenle kaçınırım.
Onlar teke-tek döğüşte yenilmediler, eşitsiz koşullara rağmen teslim olmadılar, işbirlikçiliği kabul etmediler. 
Onlar başeğmedi, aman dilemediler. 
Ya savaşarak öldüler, ya yaralı ele geçtiler yada hainlerin ihbarıyla kurtulması imkansız pusulara düşürüldüler.
Kürd tarihinde kara yara olan ihaneti kavradıkça, çete huqumat ve modern deyimiyle yerli işbirlikçilerin içine düştükleri o zavallı duruma anlam verdikçe, Yib Mehun'un yaralanmasını, yakalanmasını ve şehadetini artık içime sindiremesem bile anlıyor ve kabul ediyordum.

***************

Yib Mehun, hareketin bastırılmasından sonra bölgede işbirlikçi çeteleri cezalandırmaya yönelmiş usta bir savaşçıydı. 
Hareketin destekçilerine ve direnişçilerin ailelerine musallat olan, adeta kan kusturan bu zavallı piyonlardan birkaçını da cezalandırdı.
Bu işbirlikçilerden en önemlisini ve azılısını kısaca anlatmaya çalışacağım. 
Çolig/Alzan köyünden Heseni Bes ailesinin günümüzdeki soyadı Koçakelçidir. Bu çetebaşı Guewdere ve Cebaxçor mıntıkasında halka yaptığı zulüm ve ahlaksızlıklar hala konuşulur.

Yıb Mehun, bu korucu çeteye haber gönderir. 
Kötülüklerinden vazgeçmesini, aksi taktirde cezalandırılacağını söyler. 
Heseni Bes, Yib Mehun'a aldırış etmeden yine o çirkin 'mesleğini' devam ettirir.
Bunun üzerine Yib Mehun Heseni Bes'i takibe koyulur. 
Aldığı istihbari bir haber üzerine Kıran, Vinyerin ve Miyalan üçgeninde pusu kurar.
Heseni Bes mıntıkada hükümet hesabına sürekli hareket halindedir. Pusu kurulan yerden geçecektir.
Felek isimli eğitimli atı üzerinde gelen Heseni Bes'i gören Yib Mehun önce seslenir. 
Sonra, Heseni Bes'e silahını çekme fırsatını vermeden tek kurşunla alnından vurarak atının üzerinde öldürür.
Felek isimli at sahibini vurulduğu yerde bırakıp, Alzan köyüne ulaşır. At köye varınca kişnemeye başlar.
Sahipsiz atın dönerek kişnemesi sahibine bir şeyler olduğuna işarettir.
Alzanlılar kuşanıp Felek isimli atı takibe koyulurlar.
Felek, Heseni' Bes'in akrabalarını doğruca olayın gerçekleştiği yere götürür, bakarlar ki Heseni Bes'in cansız bedeni yerdedir.

Bu olaydan sonra çevrede haksızlığa ve zulme uğrayan insanlar ibadet ederlerken Yib Mehunu dualarından mahrum bırakmazlar.


Aradan yıllar geçmesine bu hadisenin izleri zihinlerden silinmedi.
Bu iki ailenin çocukları Çolig merkezde hiçbir zaman karşı karşıya gelmemeye özen gösterdiler.
Birbirilerini gördüklerinde mutlaka uzak durmayı yeğlediler.
Türk devletinin kürdlere verdiği zararlardan biri de sonraki kuşaklar arasına sokmayı başardığı bu kin ve düşmanlıktır.

Yaşanan tarihi olaylardan dersler çıkarmak, ibret almak gerekir.
Bu olaya konu olan kişilerin çocukları,torunlarının bir suçu yok, ancak ölümle sonuçlanan olaylar böyledir, yıllarca geçmesine rağmen unutulmaz ve izleri de silinmez.


YÎB MEHUN VE AİLESİ HAKKINDA BİLGİLER


Yib Mehun aslen Guewdere/Mırri köyünden key Mehun ailesinden olup, ailenin tek çocuğudur.
Yıb Mehun, Mırri'li Key Xelun ailesinden Gorexan ile evlenir.
Bundan önceki yazımda bir kürd dilberi olan, kürd fizyonomisine sahip, simasında yiğitlerin cesareti olan Gorexan'ı anlatmıştım,
Yib Mehun'un bu evliliğinden iki kız üç erkek çocuğu dünya'ya gelir.
Yib Mehun'un Hacı Mehemed "Qurçi-Demirci", Tevfik, Hıdır olmak üzere üç erkek çocuğu vardı,
Îkram ve Elmast isminde de iki kız çocuğu olur. 
Îkram'ın Züver'de Key Malley Saf ailesinde evli olduğunu, küçük Elmast'ın ise daha altı aylık iken zatürreye yakalandığını ve bir yaşını doldurmadan öldüğünü Gorexan'ın öyküsünde detaylı yazmıştım.
Yib Mehun'un çocuklarını ve torunlarının hepsini yakinen tanıyorum. Kürd ulusal değerlerine bağlı ve duyarlı olduklarını belirtmek isterim.
Yıb Mehun'un çocuklarından en büyüğü olan Hacı Mehemed amca benim en çok etkilendiğim kişilerden biriydi. 
Daha 1976-80 yılları arasında onun işyerini ziyarete gittiğimizde sohbetlerinde Kürd direnişi ve ihanetlerine dair bize adeta tarih dersi verirdi.
Hacı Mehemed olayları anlatırken hayıflanır ve kendini tutamaz, bazen galiz küfürler ederdi. 
Ayrıca çok nüktedan biriydi.
Biz gençler için bir semboldü, ne yapıp-edip onun yanında oturmak, ondan feyz almak isterdik.

****************

Hacı Mehemed'le kısa bir anekdotumu yazmak istiyorum. 

Hacı'nın işyeri Çolig'de Maden sokakta tam da Çınar otelinin karşısındaydı. 
Otelin altında halk arasında qehve Siwun denen kahvehane vardı. Kahvehane Hacı'nın işyeri ile karşı karşıyaydı ve o dönemde Siwan nahiyesi korucularının da uğrak yeriydi.
Bu korucuları hepimiz tanırdık.
Siwan kahvesinin 50-60 metre ilerisinde ve aynı güzergah üzerinde Miyalanlılara ait bir kahvehane daha vardı. 
Bu kahvehanede de genelde ulusal meseleye duyarlı olan gençler otururduk.
Bazen Hacı Mehemed'in Sivanlıların kahvesinde tek başına oturduğunu gördüğümüzde, bir yolunu bulup yanında oturmaya giderdik. 
Böylesi durumlarda bir sözü vardı;

 "Oğlum, derdi. 

 Buranın havası iyi değil, gidin Miyalanlıların kahvesine, siz belamısınız!"

Hacı Mehemed bu sözüyle; "Bu kahveye gelen insanların bir kısmı makbul değil, yani içlerinde korucu da vardır. 
Ama Miyalan kahvesindeki atmosfer çok daha iyi, hepsi kürd ulusalcısıdırlar. 
Bakmayın ben burada oturuyorum ama benim kalbim Miyalanlıların kahvesindedir" demek isterdi.



ŞEYH SAÎD HAREKETİNDE YÎB MEHUN


Şeyh Said hareketinin Piran'da ilk kurşun ile başlamasından sonra Şeyh Şerif Kelaxsi Çolig ve çevresinde sorumluluğu üstlenir. Kardeşi Şeyh Hüsen Guewdere ve Vararard bölgesinde halktan milis gücü toplar.
Yıb Mehun işte bu milis gücünün içinde en aktif şekilde yer alan bir direnişçidir.
Yıb Mehun Xarpet cephesinde Şeyh Şerif Efendi ile beraber yer alır. Hareket bastırıldıktan sonra Kürd direnişçileri Çolig ve çevresindeki dağlara çekilirler.
Bu geri çekilmede türk askerleriyle tarihi Mendo ve Kıran çatışmalarını yaşarlar. 
Bu çatışmaların içinde Yıb Mehun da vardır.
Kürd direnişçilerinin bir kısımı türk askerlerinin köy yakma, direnişçi ailelerini taciz etme, öldürme gibi zulümlerini dikkate alarak dağlarda gerilla savaşı verme kararı alırlar. 
Bir kısım direnişçi de "Bin xete" denen Suriye Kurdistanı'na, sınır ötesine gitme kararı alırlar.

*****

Yıb Mehun bin xete giden gurubun içinde yer alır. 
Bu gurup çoluk, çocuk, kadın olmak üzere yaklaşık 500 kişilik bir kalabalıktan oluşmaktadır.
Bu uzun tarihi yürüyüşün 400-500 km.lik bir mesafeye denk düştüğünü, ayrıca yürüyüş güzergahının büyük bölümünün düz ovada olmasının büyük bir dezavantaj olduğunu belirtmek isterim.
Bu uzun yürüyüşte kim yoktur ki !
 Şeyh Hüsen ve çocukları, Şeyh Abdurrahim, Çanlı Şeyh Mustafa, Sadiye Telha, Heseni Began ve eşi, Hüsni Began, Yado, Şeyh Abdulhamid, Miyalandan, Züver ve çevre köylerden ismini bildiğim onlarca insan vardır. 
Yazı uzamasın diye hepsini yazmıyorum.

Karacadağ civarındaki Çelbiran köyünde bu gurup ile türk ordusu arasında çatışma çıkar. 
Ayrıca Karacadağ'daki tarihi çatışmada bir uçakta düşürülür.
Yib Mehun'un içinde bulunduğu gurup, Fransızların kontrolündeki Suriye Kurdistanı'na varırlar.
Yib Mehun yaklaşık iki yıl Qamışlo'da kalır. 
Geçimini sağlamak için de bir kahvehane işletir.
1928 yılında çıkarılan af kanunuyla ülkeye dönüş yaparlar. 
Ülkeye dönüş yapanlar içinde Yado, Şeyh Hüsen, Sadin Telha gibi önemli şahsiyetler de vardır.
Yib Mehun Guewdere mıntıkasına geri döner. 
Bu affın sembolik ve aldatmaca olduğunu bildiğinden hiçbir zaman tedbiri elden bırakmaz.

*************

Türk devleti af ilan etmesine rağmen direnişe katılan kişileri tutuklama avı başlatır. 
Çünkü işbirlikçi çeteler, muhbirler sürekli olarak onları devlete ihbar etmektedirler. 
Yıb Mehun yaşanan bu olaylardan dolayı dağlarda gerillacılık yapmayı tercih eder.

Yıb Mehun'un torununun ifadesiyle Yib Mehun, Hüs Wasmunu, Yado gibi direnişçiler Guewdere mıntıkasında Mırri, Pakuni çevresinde bulunan "Kerre heşt mıl" türkçesi dokuz boyunlu taşlık alanda bir toplantı yaparlar.

Bu stratejik alanda da türk ordusuyla girişilen bir çatışmada onlarca asker vurulur, bir o kadar da silah ele gecirirler.
Bu silahların içinde bir de Mitralyöz vardır. 
Bu silahı kullanmasını kimse bilmez, Yado Ruslara karşı verdiği savaşta da böyle bir silah ele geçirdiği için kullanmasını yalnızca o bilir.


YÎB MEHUN'UN YARALANMA VE YAKALANMA ÖYKÜSÜ


Yıb Mehun 1932 yılının sonbaharında bir gece yakın bir arkadaşıyla Sivan/Xodan türkçeleştirilmiş ismiyle Çamlıyurt köyünde kirvesinin evine gider.
O gece kirvesine Lice ve Heni çevresinden gelen seyyar satıcılar "çerçiler" de misafirdirler.
Ev sahibi ile Yib Mehun'un hem iyi dost hem de kirve olduklarını bilen devlet güçleri aldıkları istahbarat doğrultusunda yerli işbirlikçilerle birlikte pusu kurarlar.
Yib Mehun kirvesinin evindeyken çeteler evin çevresini sarmalar, ev halkını adeta esir alırlar.
Yıb Mehun ne olacağını kestirmek amacıyla bir müddet gelişmeleri izler ve akabinde silahına sarılır, hazırlıklı olan çeteler daha erken davranarak Yib Mehun'a yakın mesafeden iki el ateş ederler.
Yib Mehun iki kurşunun da ayağına isbabet etmesi üzerine ateş etmeye başlar. 
Çeteler ve Yıbo arasında başlayan çatışma durmaz, dışarıda da devam eder. 
Çatışma esnasında ev sahibinin oğlu ve o gün için köyde bulunan her iki çerçi de şehid olur.
Yıb Mehun ayağından aldığı yaraları kendi bildiği geleneksel yöntemlerle sarmaya, böylelikle kan kaybını önlemeye çalışır.
Mevsimin sonbahar olması nedeniyle Çeme Murad'ın suyu azalmıştır, Xodan köyünün karşısında suyun öte yakasında yer alan kendi köyü Mırri mıntıkasına yaralı ulaşır.

Yib Mehun almış olduğu ölümcül yara nedeniyle mecburen yönünü kendi köyüne doğru çevirir.
Çeme Murad'ın karşı yakasına Qeşe denilen alana geçer. 
Nehrin çevresinde zazaca "Xecit" denilen , çalı çırpıdan yapılmış bir barınakta saklanır. 
Nehrin hemen yanında yakın akrabası olan GETHE'nin arazisi vardır. 
Ölümcül yaranın etkisiyle dayanamaz ve çaresizce GETHE diye bağırır. 
 GETHE'de bu sesi duyar. 
Sesin çıktığı noktaya doğru gittiğinde Yib Mehun'u ağır yaralı görünce içi daralır, ağlar ve yaralarına ilk müdahaleyi yapar.
GETHE köye gider Yib Mehun'un eşi Gorexan'a değil baldızı Zeyne'ye haber verir.
Zeyne acilen Yib Mehun'un tedavisi için lüzumlu olan malzemeleri alıp, gider. 
 Yib Mehun gibi bir yiğidi o yaralı haliyle görünce kirdki bir ağıt yakar. 
O ağıttan bir beyiti şöyledir.


Yıbo, yıbo papax reşo,

Mı tura niva Xuedun meşu.


(İbrahim, İbrahim kara kalpaklı,

Ben sana demedimmi Xodan köyüne gitme)


Zeyne mecburen ağır yaralı ve can çekişen eniştesi Yib Mehun'un ailesini de haberdar ederek kendisini gizliden köye getirir.
Yibo'nun tedavisi mecburen kendi evinde yapılmaya başlanır. Çevrede uygulanan geleneksel tıbbi yöntemlerle ve bitkilerle tedavi edilmeye çalışılır.
Çevrede hekimlik üzerine bilgisi olan kişilerden Pakuni köyünden Malley Hekim Yıbo'nun yarasını ve durumunu görünce, ailesine artık yapılabilecek hiçbir şeyin olmadığını söyler.
Yıbo'nun ailesi tevekkül içinde artık ölümü beklerken, işbirlikçiler ve milis huqmat denilen zavallı kişiler boş durmaz, ihbarda bulunurlar.
Yıbo'yu ölüm döşeğinde, evinde ölümü beklerken bile rahat bırakmazlar. 
Yibo silahını yastığının baş ucundan ayırmaz, gerekirse bu perişan haliyle çatışarak ölmeyi seçmiştir.
Yibo'nun evi askerler tarafından kuşatılır. 
Subay kapı aralığından Yibo'yu yaralı halde ve elinde silahla görünce içeri girmez.
Köylüleri tehdit ederek; "Yıbo'yu ikna edip silahıyla beraber bize teslim olmasını sağlayın. 
Yoksa tüm Mırri köyünü ateşe verip yakarız" der. 
Köylüler de durumu Gorexan'a iletirler. 
Bizi bu eziyetten kurtar. 
Artık Yıbo'nun yapabileceği bir şey yoktur, derler.
Gorexan içeri girer ve Yibo'ya hitaben;

"Şunu iyi bilki ben subayın telkiniyle senin teslim olmanı istemek için gelmedim. 
Köylülerimiz, akrabalarımız şu anda içinde bulundukları zor durumu sana anlatmamı istediler. 
Türk subayı hem seni, hem evimizi, hem de köyümüzü yakma tehdidinde bulunuyor.
Senin ölüm döşeğinde olman hem bizim hem de köyümüzün elini kolunu bağlamış, çete ve muhbirleri cesaretlendirmiştir.
Eğer şu anda içinde bulunduğun o çaresiz durumun olmasaydı, biliyorumki kimse senin gölgenden bile geçemezdi.
Yıbo bir aralığına duraksar. 
O anda hangi duyguları yaşadığı, hayalinden neleri geçirdiği bilinmez. 
Gorexan'ın daha sözü bitmeden çok sevdiği, fedakar ve vefalı eşine silahını uzatır.
Gorexan bunun anlamını bilmektedir, eşini vurmaya kıyamaz. Yıbo'nun kendi silahıyla öldürülmesi isteği gerçekleşmez.


***************


Askerler Yıb Mehun'u yaralı vaziyette sedyeye koyarak Çeme Murad havzasından Palu/Xarpet istikametine yönelirler. 
Yıbo'yla beraber eşi Gorexan, baldızı Zeyne, akrabası GETHE, Ap Çavuş ve diğerleri de grup olarak refakat ederler.
Yib Mehun, yol boyunca Çira Xırab, Suveran'ın karşısı sayılan Pueşit ve arkasında yer alan Qara Ömer Dağı, Geme Siwun ve Ko Spi'yi süzmektedir..
Mevsim sonbahar olduğu için Çeme Murad'ın o azgın suları dinmiş, sessiz ve usulce akmaktadır. 
Ko Spi o her zamaki muhteşem görüntüsüyle karşılarında yükselmektedir. 
Son kez süzdüğü coğrafyanın her kuytusunda Yıbo'nun anıları vardır, çocukluğundan direniş yıllarına kadar yaşam anıları saklıdır.
Çevre halkı tarafından kutsallık izafe edilen Ko Spi, Şarik u Şıvan efsanesine, Şeyh Mustafa Kelaxsi'nin türbesine ev sahipliği yapmaktadır. 
 Bir dönemler Şeyh Said'in dedesi Şeyh Ali Septide korunmak amacıyla sığındığı bir mekandır.
Rivayete göre Ko Spi, Makedonyalı İskender'in seferine tanıklık etmiş, İskender burada konaklamış ve bilahare kendi ismiyle anılacak olan dağ doruğundan ordusunu sevk ve idare etmiştir.
Tepenin tam üzerinde yer alan bir kayaya oyulmuş koltuğun İskender'e ait olduğu söylentisi yaygındır. 
Bu nedenle türk devletinin haritalarında bu tepe "İskender Tepesi" olarak gösterilmektedir.

Ko Spi deyip geçmeyin, 

tılsımı bilinmez ama bir yamacı Dareheni-Bongılan, bir yamacı Palu - Xarpet, bir yamacı Çolig, bir yamacı da Piran-Amed mıntıklarını adeta ayaklarınızın altına serer.

Ko Spi yi kontrol etmek tüm bu coğrafyayı kontrol etmek demektir.
Ko Spi Kürd direnişçilerinin günümüzde de mekanıydı. 
Türk ordusu Ko Spi de az kayıp vermedi. 
Hani derler ya dağlar kendi gibi insan yetiştirir, insan da aklı ve yiğitliğiyle dağları dağ yapar. Bu söz boşuna değildir.
Ko Spi asi, kibirli ve ihtişamli duruşuyla yıllarca Kürd direnişçilerini korumasını çok iyi bildi.


***********

Yıb Mehun sedye üzerinde Pueşit mıntıkasından geçirilirken karşı yamaçlarda Geme Siwun ve Ko Spi'ye sırtını dayayan gerilla arkadaşları ve gurubun sorumlusu Şeyh Hüsen dürbünle Guewdere mıntıkasını kolaçan etmektedirler.
Askeri birlikle çevrilmiş kalabalık bir gurubun sedyeyle birini götürmekte olduklarını görürler.
Sedyeyle götürdükleri kişinin arkadaşları Yıb Mehun olduğunu anlarlar. 
Hemen toplanıp müdahele etmenin gereği üzerine tartışırlar. Arkadaşlarının ölümcül yara aldığı haberi kendilerine daha önceden ulaşmıştır.
Yib Mehun'un akrabalarının zarar görmemesi için müdahale etmekten vazgeçerler. 
Yıb Mehun iki kilometre daha yol aldıktan sonra Züver köyünün girişinde şehid olur.
Derler ya, kalb kalbe karşıdır. 
Yibo'nun sedyede ölümü beklerken düşündükleri ile arkadaşlarının o an için yaşadığı duygular birbirini tamamlar.

****************


Yib Mehun Züver köyüne daha yetişmeden şehid olur.
-Türk subayı kararlıdır. 
Yibo'nun başını cansız bedeninden ayırıp Xarpete götürecektir. Züver'in ileri gelenlerinden Malley Saf diye anılan alim zat subaya yapmayı düşündüğü işin hem dinen hem ahlaken yanlış olduğunu anlatır. 
Türk subayında ahlak ve vicdan ne gezer?
Subay, benliğinde yer etmiş vahşetle "kelle" götürmekte kararlı. Neticede köy halkı aralarında bir kese altın toplayarak bu kan-emiciye rüşvet olarak verir ve kürt yiğidinin başını kesmesini engeller.
Barbarlık türk asker ve subaylarında genetik olsa gerektir. 
Baş kesme, göz çıkarma ve kesilmiş kulaklardan koleksiyon yapma konusunda sayısız örnekler vardır.
Türk subayının olmayan insanlığı ve ahlakı bir kese altınla satın alınarak, Yıb Mehun Züver köyünde defin edilir.
Yib Mehun'un ruhu artık azad olur. 
Çünkü ebediyete kadar Mezopotamya'nın kalbi sayılan Ko Spi'de yatacaktır. 
Arkadaşları, yakınları onun yatırını rahatça ziyaret edebileceklerdir. O artık uğruna yaşamını feda ettiği toprağıyla, halkıyla, umbazlarıyla (yoldaşları,hevaleriyle) başbaşadır.
Malley Saf'ın bu duyarlılığı aynı zamanda bir akrabalığa vesile olur. Yıb Mehun'un kızı İkram yıllar sonra Malley Saf'ın oğlu ile evlenir, böylece bu anlamlı dostluk pekiştirilir.
İkram da vefat ettiğinde vasiyeti üzerine Züver'de babasının yanı başına defin edilir.


*****

Yıb Mehun'un şehadetini halk arasında çok iyi bilenlerden biri de "Çolig"de halk arasında Eli Hemal olarak tanınan, Sivan/Gaz köyünden komşum olan Eli Hından'dır.
Eli Hemal, Yıb Mehun'u vuran milis huqmatın içinde kimler olduğunu tek tek sayardı. 
Bu çetelerden biri de onun köylüsü ve aynı zamanda kirvesi olan, Siwan/Gaz köyünden halk arasında ( Hüs El Tem) Hacı Hüseyin Tuma olduğu için bazen dayanamaz hiddetle galiz küfürler ederdi.

Eli Hemal Sivan/Sosinli Kas Quesiyi vuran yerli işbirlikçilerin isimlerini çetele tutar gibi tesbih taneleriyle sayardı. 

Bu olayda da bir köylüsü vardı. 
Aynı küfürleri ona da ederdi. 
Hemal Eli aynı zamanda Yib Mehun'un oğlu Hacı Mehemed'in çok yakın dostuydu.

***************

Fedakar kürt savaşçısı Yib Mehun, 

bir yanı Kara Ömer Dağı, 
bir yanı asi kibirli Ko Spi ve doruğundaki İskender tepesi, ve ortada masmavi, hırçın, dolu dolu akan Çeme Murad'la, 
yani Çolig (Bingöl)’e yaşam veren, bu dağ ve köy insanlarını muradına erdiren suyla çevrili coğrafyada, 
Züver'de yer alan ebedi istirahatgâhında yatıyor.



SONUÇ


Yıb Mehun, ülkemde yiğitligin ve mertliğin sembolü olarak anlatılır.
İhanet ve direniş; Kürt tarihinde içiçe geçmiş ve tarihimizin her döneminde görülen bir realitedir....

İhanet.. Kürdün lanetli gerçekliği ve Kürdün Enkiduları, Bekoları, Harpagosları...

Karşısında her biri destan direnişçiler olan Yib Mehun,
Yado, 
Ali Şer, 
Mazlum ve Hayriler.....
Yado Kürdistan Kartalı, İhsan Nuri Paşa Ararat Kartalı olarak tarihimize nakş edilmiştir.
Yıb Mehun ise yöremizde Ko Spi'nin kartalı olarak bilinir ve anılır.
Yib Mehun'u anlatabilmek için, Çeme Murad'ı, Ko Spi'yi, doruğundaki İskender Tepesi'ni ve yanı başında Guele Marun'u, 
Kara Ömer Dağı'nı, 
Berxonek, Ware Heyderun, Guele Gerınduali iyi bilmek ve oraların havasını solumak gerekir. 

Ruhun şad olsun Kurdistan'ın yiğit evladı Yıb Mehun.

Ruhun şad olsun Ko Spi Kartalı..


Selam ve saygılarımla.



                                          Orhan (Kaya)Zuexpayıc

26/03/2012 09:52
kürt tarihi boyunca yasaklara ve baskılara rağmen yiğitlik ve mertlik her zaman hak ettiği saygıyı ve değeri görmüştür halk nezdinde.Bu yiğit ve mert insanlar için bestelen halk türküleri de Hain ve uşakların adına yapılmış gibi söylenip yaygınlaştırlmısı bilinçli bir devlet politikasıydı. Devlet ve çetesinin korkaklıklarını cesaretiyle, namertliklerini mertlikleriyle bertaraf edip halkının önderlik sıfatlarını fazlasıyla hak etmişlerdir. Dedemi Gore ninemden dinleyerek başlamıştık hayata.Her zaman Yöre insanın Dedeme duyduğu derin saygının gururunu yaşadık.Gore ninem dedemin şahadetini şöyle anlatırdı. Dedem kirvesi olan xodanlının El exmedin evine Meh kılç ile birlikte gider. Meh kılçı başka eve misafirliği götürürler. Dedem her zaman yastığının altına derin uyumamak için sert odun parçası koyarmış. sabaha doğru biraz dalınca ev sahibi daha önce anlaştığı çeteye dedemin uyuduğu yeri tarif eder ve çete dedeme bir el ateş eder, dedem göbek bağının altından alır yarayı.Aynı evde misafir kalan iki tanede kiriyejmanlı tücar varmış. Dedem uyanınca kaçışanları tarar üç kişi ölür.Bunlardan biri ev sahibinin oğlu diğer ikisi ise evde misafir kalan suçu olmayan kiriyejmanlılardı.Yörede her kes derdiki Yib Mehu zere kiyid qesas xu quriyet.Dedem murat suyunun bizim köye olan mıntıkasına geçince Xel humu dedemin yaralı olduğunu duyar ve müfrezeyi alıp dedemi takibe çıkar.Bizim köyün alt mıntıkasında dedem yanındaki meh Kılça derki benim papağmı başına tak ve yüksek bir yerden papağ görünecek şekilde dur,çünkü meh kılçın boyu kısaymış.Karşıdan xel humu dedemin papağını görünce yanındaki çete mensuplarına yibo yaşıyor yaralı falanda değil diyor.korkusundan Askeri ters tarafa yönlendiriyor.Daha sonra dedem eve getirlir,asker ve çete hukmat evi sarar ama içeri girme cesareti gösteremez.Köyü ateşe vermesinler diye kek orhanın belirtiği gibi silahnı teslim eder.Xel Humu dedemin salahındaki sürgüyü çıkarıp kendi silahına takar ve seviç gösterileri yapar dedemin şahadinden sonra.Zıl wasmunu miyalanda kaldığı evde Çete hukmat ve asker tarafından kuşatılırken muazzam bir direniş sergiler.Zılfoyla baş edemeyeceğini anlayınca asker ve çete evi ateşe verirler. Xello bu arda bacadan içeri girer, Zılfo xeloyuda vurur ve ateşe atıp yakar.Zılf wamunu köylüye seslenir,Mı Xel Humu kişt zere Ap yib bıyu rahat, mı Şak bezriz bıkışten zere Ap mın Hüs bin rahat.Zılf wasmunu ihaneti karşılıksız bırakmaz ama Şaqo içinde ukte olur, Şaqoya yetişmeye ömrü yetmez miyalanda şahadete ulaşır.
Ruhunuz şad, mekanınız cennet olsun
saygı ve hürmetle anıyoruz sizleri...





27/03/2012 08:22
Destansı bir hayata sahip olan yib mehu yu gönül isterdiki
ulusal mücadelenin her safhasındaki insanların sahip çıkıp
hayatını okumasıdır.bizden çok onların yorumlaması ömenlidir.ancak görüyorumki genelde kürdistanın özelde çabakçur ve gövderenin onuru ve şerefi olan yib mehu ve arkadaşları unutulmuş,kendilerine kıblegah olarak tayin
ettikleri zavalıları öne çıkarmış onlar üzerinden kürtleri
tanıtmaya çalışıyorlar.oysa yib mehu ve arkadaşları tüm heybetleri ve onurlu direnişleriyle yaşamımızı şekilendiriyorlar.bize sirayet eden bir olayı anlatacam.
dedem yaralı bir şekilde evdeyken bir kurmay albay tarafından sorgulanıyor.bölgede gerçekleştirdikleri olayları soruyor dedem yapılan bütün eylemlerin yagene
sorumlusu olduğunu söylüyor.şu eylem.bu olay diye ne sorduysa,hangi arkadaşının ismini verdiyse dedem tüm samimiyetiyle ben yaptım dedi.bizede sirayet etmiş diyorum çünkü 70-80 sene sonra siraç abim zindanda sorgulanırken aynı rütbe aynı soruları soruyor.ve enteresandır dedesi ko sıpınin kartalı nın verdiği cevapları veririyor.arkadaşlarımın hiç bir suçu yok ne yapılmışsa ben yaptım diyor.yeter biraz ihanetten hiçbir
şey çıkmaz dercesine çewlik kartalına sitem ediyor rütbeli.hani tarih tekerürden ibarettir. derler ya bu olsa gerek evet 80 yıl önce dedesinin o şanlı direnişine yakışır bir tavırla hiç kimsenin olmadığı yerde ben vardım.
diyor.nihat abenin değişiyle genlerimizde var.allah rahmet eylesin.bizleri onların o sarsılmaz duruşlarına varis kılsın. xal orhana henne ko sipi kadar selam ve saygılar.






Ahmet Kasımoğlu  


- Yîb Mihûn û pîrîk mi Amêr Qasimûn bîbî biracê. 
-Badê kiştişê Hesênî Bes, şino pîrîk mi het vûn bira mi qesas şima girot.
- Mi Hesênî Bes qelda. Şowa peyin Hesênî Mîrrî de kowt o. 
- Sersibay ap Yîb şino vernî, veng keno ci, Hesênî vûn ti hê min a yarî kenî. 
- Qey la ma embazcê nîyî ? Yow heta zî dest erzon tifîng xwi, guleyê ap Yîb teqena, Hesenî qeldiyeno erd. - 
- Mayîna felek, heta hetê ey ra geyrena, çend rey cerebnena, la nîşkena tirm xwi ser a vinarno. 
- Ap Yîb kuweno dima nîşkeno tepîş, Felek zî qeldeno.
- Cunaya Felek şina xwi resnena Alzûn. 
- Ê kuwenî cuna dima yenî vakurê Mîrî de tirmê xwi genî û benî.
- Cayo ke Hesenî tede kişîyayo, tira vûnî "Quçê Hesenî !"


Ahmet kasimoglu


HESÊNÎ BES

Badê serewedartîşê Kurdan ê 1925 o. Rojek di cinî ma, şînî verê Yenî Sayerûn ê dewê mi Pul. Hende vînenî ke di çekdarî pê kincûn mehkumûn a yin ra vejîyayê, ûmê serî yenî. Cinîyan ra persenî, “Wayê mi ma ûmbazûn ser kowtî, ûmbazî ma gûn bûmên tiya, hayê şima pê esta yan nî ?” Xala Xemş vûna, “Ê birêm imşow tiya bî, la şefeq ra pîyorê yin da ra şî.” Ema Xûn yersbena vûna, “Xemşê qey tu va.” Xemşê ma ageyrena vûna, “Xûnê qet mevac, mi dî desta rê mi fek ra vicîya û şi ! “
Ema Xûn uwnîyêna hetê lewê Say Pîl ra yow mifrezeyê eskerûn ho yeno. Lewê mezelûn ra xwi tada wo hetê Yenî Sayerûn a. Vûna, “Birêm, biremên bo esker ho yeno.” La yî qet xwi tîyonîdûn. Ema Xûn fehm kena û na rey berzîyena Xala Xemş ser o, vûna, “Tu dî, tu çi bela ard ma ser ?” Xemş zî vûna, “De hêf mi fek ra vicîya û şi, ez se kirî ?”
Di çekdarî hêna persenî vûnî: İmşow keyê kûmî de mendbî ? Xemş vûna, “key Amêr Qasimûn de bî.” Wîrd heme cinîyûn şûnên xwi ver û şînî vêr kêy bawkalî mi. Xeber lez bîya vila, hetan yi şî vêr bêr ma, dewicî ma her yew yew heta bîyî vila û remayî. Keyeyûn de kes nîmendo. Babî dadîyê mi Mehmud Amerûn ho nizdê yenî de, yegayê şiq awdûno. Çew nîşkawo xwi yi resno. Mîlîs şî mîyûn yegayî ra o zî şawo xwi ver û ardo. Cinîyê ap Kêk ma Sarê Hew zî hemil bîya, nîşka xwi binimno, ya zî keye ra şawa xwi ver arda, binê tuyerê vêr bûnî bawkalî mi.
Uca çar hemin zî gilê tuyera sarî ser kenî war û lingûn ra gilûn dara bestenî. Esker dûn bîn lingûn yin rê, hetûn ke bixereqîyî çûn ûncên pira.
Mevacê, eya hel dostê bawkal mi Îb Mihûn zî, ho Lewê Kolûn ra pê durbîn a, temaşeyê yin kenû. Badê kuyayîş, qicî naca Sar yey verd şino. Hîn huney hemil nîmend a û ap Kêk ma ûcax kuwar mend şi.
Îb Mihûn rîyeçê Hesenî Bes çarneno. Rocek xeber geno ke, Hesenî Bes şîyo şewê xwi, dewê yi Mîrî de ho vîyarneno. Vateyê verînana vûnî, “Ecêl morcela ûme, per nîyên pa!” Hesenî şefeq ra şino rojhelatê vakurî Mirî ser o, rayîrê Hesenî paweno. Şino yew wek de xwi nimneno, hetan Hesenî bîyor şîyor hetê dewê xwi Alzûn a. Senî Hesenî yeno ke vernîyê wek ra pê mayinê xwi Felek a bivîyor, veng keno ci û vûno, “Hesenî dest xwi ke, ez tu kişeno!” Hesenî wuyeno vûno, Îbo ti hê pê min a yarî kenî, la ti qey ûmbazî xwi kişenî ?” Heto bîn a, hêdî hêdî tedarîk xwi keno û dest erzeno tifîng xwi. Eya hel ap Îb tifing keno ra û giştê xwi ûnceno. Hesenî mayîna Felek ser o sarî ser yeno war û gineno erd ro.
Ap Îb na rey kuweno mayîn dima ke bitepişo, mayîn xwi nîdûna dest, çend rey gaz bena pure û cerebnena ke tirm berzo xwi ser, la nîşkena. O hîn deyax nîkeno, tifing reyna teqneno, mayîn zî ginena erd ro. Cûna heta hetê dayê xwi de gêrena û hîrrena. Ap Îb zî qêmîş nîbeno ke cûna bikişo, caverdeno û şino. Cuwa pey yeno bawkal mi vîneno û vûno, Amer bira çim şima roşn bî, mi qesasê şima giroto. Bawkal mi zî vûno, dêst tu tern bî, Homa çirey kemaney tu nêdo ma, bira !
Cûna xwi tadûna hetê Alzûn a, şina resena dewe. Vêr bûn Hesenî de hîrrena. Dewîc senî ke vînenî cûna tenya ûmeya, fehm kenî ke Hesenî kişîyawo. Qefleyek nîyeno pêra, kuwenî cûna dima û şînî hetan tirmê Hesenî ser o. Hîna wet zî tirmê mayîna Felek vînenî. Tirmê Hesenî uca ra gên bar kên astorek ser û agêyrên Alzûn de defin kên.
Eya roc ra pey, şarî ma nûmêy ucayî, “Quçê Hesenî Bes” nawo pa.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard