ŞEYH SAÎD HAREKETÎNDEN BÎR PORTRE CIBRANLI SADÎN AĞA "SEDÎYE TELHA"



            (Araştırma ve inceleme)


1925 ŞEYH SAÎD HAREKETÎNDEN BÎR PORTRE CÎBRANLI  SADÎN AĞA "SEDÎYE TELHA "


Cibranlı Sadi Ağa ,halk arasında (Sediye Telha) olarak bilinen Kürd aktivisti ,dava adamı yaşamı boyunca tarihin ona ve ailesine yüklediği misyonla Osmanlı-Rus savaşı başta olmak üzere 1925 Kürd ulusal davasında ön saflarda fedakarca partizan savaşı veren renkli bir simaydı.

 Dengbejlerin stranında ismi geşsede yazılı olarak ilkdefa 13.01.2013 tarihinde tarafımdan kaleme aldığımı belirtmek isterim. Daha sonra birinci derecede torunlarının sunduğu fotoğraflar,belge ve bilgiler sununca bu çalışmamı günceleştirmek istedim.

 Ayrıca derlediğim tüm belge ve bilgileri paylaşarak yeni nesilin bu değeri daha yakından tanımasını isterim.

 
Sadi Ağa , Kanireş Azizan köyünden başlayan , 1916,1917 Osmanlı Rus savaşında ön-saflarda  Yado'la burada tanismış ve Cibran aşiretine mensup,

Baba ve Kamil Bey kardeşlerin komutasında cephede savaşa katılmış, 1919 yılında eş ve çocuklarını ülkede bırakıp, ABD'ye gidip, 1922 yılına kadar siyasi ve askeri bilgisi dışında iyi derecede îngilizceyi öğrenen, 1922 yılında Azadi cemiyetinin Miralay komutanı Cibranlı Halit Beg  tarafından kurulmasıyla yakın akrabası/amcazadesini ABD'den geri dönmesini sağlayan, 1925 hareketinde Elazığ Cephesinde Yado ve Şeyh Şerif'le ön-saflarda sorumluluk alan,hereket bastırıldıktan sonra gurup kurarak dağlarda gerilla savaşı veren , 1926 yılında Rojava Kurdistanına (Bin-Xet) 500 kişilik kafilenin içinde eşi ve kızıyla beraber giden, çıkarılan afla ülkeye dönen, daha sonra muhbirlerin ihbarları sonucu yakalanıp, Erzurum-Anakra ve Sıvasta yargılanıp, cezaevi süreci yaşayan ve 1942 yılında Sıvas'ta idam edilerek şehadete ulaşır. Yukarıda anlatıklarım, Sadin Ağa'nın kısaca yaşam hikayesinin özetidir. 








         SADÎN AGA KÎMDÎR , AÎLESÎ HAKKINDA DERLEDÎGÎM BÎLGÎLER ? 


Sadin Ağa Hiciri takvime göre 1304, Miladi takvime göre 1886 yılında Kanireş/Azizan köyünde dünya ya gelir. Babasının adı Telha olup, Güllü,Emine,Mehmet,Hasan ve Sadi isminde dört kardeşi olur.

 Büyük ağabeyi Mehmet'in erken vefatından dolayı dul kalan eşiyle töre geregi evlendirlir. Hasan ağabeyide Azadi cemiyetiyle olan ilişkisinden sonra o dönem Hınıs'ta kurulan Harp divanında yargılanarak idam edilir.

 Sadin Ağa nın ilk eşinden Rıza ve Gülşah, ikinci eşi Cemile hanımdan Ayten ve Faqide isminde iki kız cocuğu olur. Ayten hanım babası Sivas'ta açık cezaevindeyken (sürgünde) dünya'ya gelir. Bingöl 'de, Bidlis kökenli iş insanı Mehmet Ademciyle evliydi. Faqide hanım ise Cibranlı Xalit Bey'in kardeşi Ahmet Sever'in oğlu Sabri beyle evlenir. 1949 yılındaki  Varto depreminde vefat eder. 
Sadin Ağa , Cibran aşiretinin Mala Suwar kolundandır. Mala Suwar aşireti yöneten ailedir.

Cibran aşireti Kanireş,Gumgum ve Kop ilçesinde yeleşiktirler. Hamidiye Alayları 1891 yılında kurulduğunda bu aşiret bünyesinde yaklaşık 4.500 kişiden oluşan Alay teşkil edilir. Cibranlı Xalit Bey Hamidiye alayları kurulduğunda aşiretin ileri gelenlerinden Mahmut Beyin oğlu olmasından dolayı Istanbul'da bulunan aşiret mektebini bitirir. Daha sonrada Harbiye okulunuda yaver yüzbaşı rütbesiyle bitirirerek Osmanlı ordusuna katılır. Xalit Beyin akrabası ve eniştesi olan Binbaşı Kasım Ataç'ta  yanlız aşiret mektebinde okur. 1925 hareketinde muhbirlik ve ajanlık kimliğiyle en-son binbaşı statüsünde ordudan uzaklaştırılır. Kasım Ataç ölünceye kadar sefalet içinde  yaşar. Ayrıca,  Kemalistlerin hışmına uğrayarak sürgüne gönderilmekten de kurtulmaz. 
Sadin Aga ile Cibranlı Xalit Beyin 4,5 kuşaktan akraba olduklarını bana gönderilen secere bilgilerinden aktarmak istiyorum. 
Sadin Ağa baba adı Telha /Mesut / Mehmet Aga , 
Xalit Bey baba adi Mahmut / Ali Aga / Mehmet Aga silsilesiyle devam eder. 

 SADÎN AGA'NIN  KISACA ABD'YE GÎTME HÎKAYESÎ ?


Sadin Ağa 1919 yılında Lübnan/Fransa hattı üzerinden ABD'ye gider. O dönemde ABD'ye Kurdistandan göç eden ve tanıdığı olan  Ermenilerin açmış olduğu fırında çalışır. Bu arada ekonomik ihtiyaçlarını giderirken askeri ve siyasi alanda eğtim görür. 1922 yılında Azadi cemiyetinin kurulmasıyla Xalit Bey tarafından Kurdistana geri çağrılır. ABD'den askeri elbiseyle geri döndüğünde Istanbu'da Osmanlı yönetimince yakalanır. Xalit Beg'in devreye girmesiyle serbest bırakılır. ABD'de kaldığı dönemde de Kürd Sadi olarak tanınıyordu. Sadin Ağa Istanbul'da Seyyid Abdulkadir Şeyh Alirıza Efendi başta olmak üzere ilişkilenir.  Kurdistana döndüğünde de Azadi cemiyetinde Yado ile beraber Diyarbakır -Erzurum arasında kuryelik yaparlar. Ayrıca 1925 hareketi başlamadan evvel özellikle Şeyh Abdullah Melekani ,Cibranlı Xalit Beg gibi hareketin lider kadroları tarafından akil insanlardan oluşan gurup içinde yer alır. Bu guruplar bölgede Xoyti asireti başta olmak üzere Xormek,bölgedeki bazı beyleri harekete organik destek vermesi için arabulucu olurlar. Bu konuda  M.Emin Sever'in Peyama Azadi sitesinde yazılan makalesinde konuyla ilgili bilgiler aktarmaktadır. 
Sadin Ağa'nın mensup olduğu Cibran aşiretiyle bölgede etkin olan Xormek-Lolan aşireti arasında tarihe dayanan anlaşmazlık ve hatta düşmanlıkları bir realitedir. Bu konuda Kasım Demiralp'ın  bıraktığı yayınlanmayan bilgiler başta olmak üzere, yıllar önce Halis Yurtsever Hoca'nın konuyla ilgili makalelerinde detaylı bilgiler vardır.

 Kısaca şunu söyliyebilirim ? Hamidiye Alayalarını bölgede kuran Cibran aşireti özellikle devletin politikası olan kültür ve inanc farklılığından dolayı aşiretleri birbirine karşı böl-yönet politikasıyla düşmanlaştırır. Bölgede Cibranlılar nüfuzunu genişletmek için sistemden aldığı güçle özellikle Xormek-Lolan tarihe dayalı düşmanlıkları bölgede biliniyor. 
Sadin Ağa 1925 hareketi döneminde bu iki aşiret arasında yaşanan iktidar ve bölgeye egemen olma mücadelesini sonlandırmak Xormeklilerin harekete destek vermesi için kız kardeşi Sariye Xanımı Xormeklilerin ileri gelen ailelerinden biriyle evlendiriyor.

 Bingöl'de 1970 li yıllarda vefat eden Mehmet Aydın Hoca Sariye Xanım'ın oğludur. Sadin Ağa'nın öngörüsü ve Kürdler arasında barış,kardeşlik ve dostluk akrabalık ilişkilerini kurmaya çalışır. Îki aile arasındaki bu akrabalık bağı çok samimi bir şekilde hala devam etmektedir. 



1925 HAREKETÎNDE SADÎN AĞA 'NIN KONUMU ? VE ROJAVA (BÎN-XET) GÎDÎŞÎ VE XOYBUN CEMÎYETÎ HÎKAYESÎ ? 


1925 hareketinde Sadin Ağa Xarpet cephesinde torunu Sadi Şehsuvaroğlunun ifadesiyle Yado ile beraber Binbaşı rütbesiyle yer alır. Oysaki ! Sadin Ağa'nın aşireti akrabaları yakın çevresi ağırlıklı olarak Şeyh Abdullah Melekani ile beraber Varto,Solhan Kanireş cehesinde aktif yer alırlar.

 Sadin'in Yado ve Şeyh Şerif'le birlikte Xarpet hatında savaşmasının 1916,1917 Osmanlı Rus savaşındaki beraberlik ve yakın dostluklarından kaynaklanmaktadır.

 Xarpet düşürüldükten sonra Kürd savaşçıları geri çekilmeden sonra küçük guruplar kurarak savaş kararı alırlar. Bu guruplarla ilgili bin-xet yürüyüşüyle ilgili yazımda çok detaylı bilgiler aktarmışım. Yazı uzamasın diye detaylara girmiyorum. Sadin Ağa bölgede yaklaşık (1) yıl partizan savaşı veriyorlar.

 Hareketin önder kadroları yakalanıp,Istiklal mahkemesinde idam edilir. Bölgede ihbar,ajanlaştırma halk deyimiyle çetelesme (Çete huqmat) had safhaya ulaşır. Savaşan gurupla ortalığın sakinleşmesi, zaman kazanma, köy yakma ve yıkmanın önüne geçme, Rojava'da (Bin-xet) örgütlenme ve diplomasi faaliyetleri yapmak için yaklaşık 500 kişilik bir gurup, ailesi ve çocukları ve yük hayvanlarıyla 1926 yılınin sonbaharına doğru Molla Mustafa Barzani'nin SSCB (Sovyet) yürüyüşünden daha uzun macerasına başlarlar.

 Bu gurubun içinde Yado,Sadin Ağa eşi ve çocukları, Şeyh Abdurrahim,Kelaxsi Şeyhleri, Çan Şeyhleri başta olmak üzere çevreden birçok Kürd direnişçisi ve yurtseveri katılır.

 
Bin Xete Kürd aydın ve yurtseverleri Xoybun cemiyeti 1927 yılında kurarlar. Xoybuna Sadin Ağa , eşi Cemile Xanım başta olmak üzere Yado'da katılır. Xoybun cemiyeti günümüzde Lübnan sınırlari içersinde bulunan Bumedyan beldesinde ,Ermenilerin ileri gelenlerinden Vahan Papazyanın evinde ilk kongresini yapar. Bu kongrede Yado,Sadin Ağa, Celaddet ,Kamuran Bedirxan ve Menduh Selim'le beraber Kürd ulusal giysileriyle çektikleri fotoğraf bu döneme tekabül ediyor. Xoybun toplantısında yaşanan anekdotları Cemile hanımın yaşam hikayesini kaleme aldığım yazımda okuyabilirsiniz.

7  Mayıs 1928 de çıkarılan afla  ülkeye eşi Cemile hanımla beraber döner. Kızı Gülşah o dönemde Rojava'da Çanlı Seyh Mustafa efendinin oğlu Niyaziyle evlenip,orada kalır.

 Niyazi efendi de 1925 hareketinde anlatımlara göre sırtından almış olduğu merminin etkisiyle Rojava'da vefat eder. Daha sonra Gülşah hanım, Şeyh Mustafa'nın Feqi'si Dareheni/Şemsan köyünden Molla Aziz'in oğlu Molla Hüseyinle evlendirilir. 



SADÎN AĞANIN ÜLKEYE DÖNÜŞ VE ÎHBAR EDÎLME HÎKAYESÎ ? 


Af dönüsü köyü Kanireş/Azizana yerleşir. Istiklal mahkemesi döner dönmez tutuklayıp,kısa sürede bırakılır.

 Sadin Ağa Rojava'dan gelirken bir at kamçısı  ve Xoybun bildirileri getiriyor. At kamçısının üzerinde de Xoybun yazılıdır. Sadin Ağa'nın ihbar edilip yakalanması için farklı tevatür (söylenti) vardır.

Torunu Sadi Şeyhsuvaroğlunun aktarımıyla dedesinin bir hizmetçisi varmış, dedemin atını çalan bu hizmetçiyi yakın adamları takip edip, Muş ovasında yakalarlar.

 Bu hizmetçi Sadin Ağa'yı ihbar eder, ve derki ! Sadin Ağa beyaneme ve mühür  getirmiş, gümüş kamçı'nin içinde gizlenmiş bir şekilde mühür ve bildiriler ele geçirilir.

 Dedem Sadin Ağa Erzurum,Muş ve Sıvas illerinde yargılanma ve cezaevi süreci başlar. 
Sadin Ağa'nın yakalanma hikayesini yakın akrabası olan merhum Kasım Demiralp'ın yayınlanmayan tarihi vesiklarından alıntı olarak aktarıyorum. 


Sehdine Telha Hattın Altından (Suriye) den Hattın Üstüne (Kuzey Kürdistan) a geliyor. O kendisi ile birlikte “Xoybûn” örgütünün bildirilerini getirip ülkede dağıtıyor.

 Sedi oradan bir at kamçısı da birlikte getiriyor. Bu kamçının üzerinde “ Xoybûn” yazısı yazılı imiş. Sedi`nın Ermeni olan, Baro adlı bir hizmetçisi vardı. Şimdi de o “Baroyê File- Hıristiyan Baro” olarak tanınıyor.
Bu Baro alacağına karşılık  Azizan köyünde Hacı Yusuf Solaği´ nın bir atını alıp, (kaciriyor) götürüyor. Bunun üzerine Sedi`nin yeğeni Reşit Ağa adamları ile birlikte Baro`nun peşine düşüp, onu yakalayarak atı ondan geri alıyor.
Baro`da bu kızgınlığından gidip Sedi`yi şikâyet ediyor.  Devlet Bingöl`den Sedi`nin köyü Azizan`a çok miktarda asker gönderiyor. Askerler Azizan köyünün etrafını sarıp, yüksek bir yerden Sedi`nin evini dürbün ile izliyorlar.
Bu arada askerler Sedi`nin evinden bir kadının çıkıp köyün dışında bir tarlaya gittiğini ve eteğinden bir şey çıkarıp bir taşın altına koyduğunu, görüyor.
Demiyorsun Sedi`nin kaynanası “Xoybûn”`nun bildirilerini ve o kamçıyı götürüp köyün dışındaki bir tarlada bir taşın altına koyuyor.
Askerler Azizan köyünü ve Sedi`nin evini basıp arama yapıyorlar. Tabi ki bu arada gidip o tarlada taşın altındaki o bildirileri ve kamçıyı bulup çıkarıyorlar.
Sedi Hattın Altından ilk geldiğinde af yasası kapsamına giriyor, fakat bu belgelerden ve kamçıdan dolayı o tekrara tutuklanıyor ve Erzurum’a götürülüyor. Sediye telhoyo bu şekilde 3 – 4 defa tutuklanıp Erzurum`a gönderiliyor, fakat her seferinde bir süre sonra serbest bırakılıyor.
En son kendisinde “Hoybun” nun bildirileri ve mühürü yakalanınca Erzurum götürülüyor. Daha sonra Ankara’ da yargılanıyor. Ankara’ da ki mahkeme Sadi`ye idam cezası verdi fakat bu cezayı infaz etmedi, ömür boyu hapis cezasına çevirdi.

 Sadi cezasının önemli bir kısmını çektikten sonra, geri kalanını Sivas’ ta açık cezaevinde çekerken, Sivas’ a İsmet İnönü geliyor. İnönü Cezaevinde Sehdin’ i Kürt kıyafetleri ile görünce , “ bu kim?” diye cezaevi yetkililerine soruyor. Cezaevi yetkilileri onun kim olduğunu İnönü’ ye anlatıyorlar.

 Bunun üzerine, “asın bu iti” diyor. Sadi 1942`de Sivas`da idam edildi.




SADÎN AGANIN ÎDAM EDÎLME HÎKAYESÎ ?


Sadin Ağa'nın torunun bana dedesinin idamıyla ilgili gönderdiği Resmi gazete yi aşağıya aktarıyorum. 



Çapakçur'un Azizan köyünden Talhaoğlu Sadi (diğer adı Sadullah) Kalkan'm ölüm cezasına çarptırılması hakkında (Resmî Gazete ile neşir ve ilânı : 8 . VI. 1942 - Sayı : 5126) No. , 1294 Türkiye Cumhuriyeti topraklarından bir kısmını Hükümetin elinden çıkarmak için cemiyet kurmak, çete teşkil etmek ve Yağmurcuk köy halkının eşya ve hayvanlarını gasbetmekten suçlu Çapakçur'un Azizan köyünden Talhaoğlu Sadi (diğer adı Sadullah) Kalkan'm ölüm cezasına mahkûmiyeti hakkında Sivas Ağır ceza mahkemesince verilen ve Temyiz mahkemesinin 1103 esas ve 1674 karar sayılı ilâmı ile tasdik olunan ölüm cezasının infazına Teşkilâtı esasiye kanununun 26 nci maddesine tevfikan karar verilmiştir (Cilt : 20 - Sayıfa : 30 ve Cilt : 25 - Sayıfa : 252 ve Cilt : 26 - Sayıfa : 34:36). 3 haziran 1942 


Resmi gazetenin orjinal sayfasınıda aşağıda Ek-belge ve  fotoğrafları bulabilirsiniz. 



 Sadin Ağa idam edilmeden evvel yaşanan anekdotu yakın akrabası Nurettin Zorbozana atfen aktarmak  istiyorum.


Sadin Ağa cezaevindeyken eşi ve çocuklarına Beritan aşiretinden Hacı Zilfi Kekeç"Sorgucu" 40 altın yardım Sıvasa gönderiyor.
Sadin Ağa idam edilmeden evvel Yüzbaşı isteğinin olup,olmadığını sorar?
Sadin Ağa Xalifan'lı hemşerim burada asker?
Bana idamımdan evvel gelip yasin okumasını istiyorum,demiştir.


Şeyh Ahmed şöyle anlatıyordu?


Ben cezaevine gidip,Sadin Ağa'yı gördüm.
Benden yasin okumamı istedi?
Ben kendisini çok metanetli ve rahat gördüm.
Yasin okuduktan sonra cezaevinden ayrıldım.
Benimde asker olmamdan dolayı,idam esnasında bulunan askerlerle daha sonra görüştügümde bana anlatımları şöyleydi?
Sadin Ağa`'yı ipe götürürken Yüzbaşı çok ağır ve galiz küfürlü hakaret eder.
Cellata sehpanın önünde ip çekmeyi bekliyordu.
Sadin Ağa tefekkürle başını ipe götürüp,cellatı itekleyerek idam sehpasını kendisi cçkip,
Kurdistan şehidler kervanına katılır.


Sadin Ağa'nın ölüme böyle korkusuzca gitmesinden etkilenen tanık askerlerin anlatımlarının özeti şuydu?"Şükürler olsun ki;bizim gibi emirkulu(asker)boynu egik sefil hayatı yaşamaktansa,inandıkları hakikat uğruna ölüme yürümüş gözü pek insanlar da var bu dünyada.


Sadin Talhanın şehadetti diğer ölümlere benzemez.
Bakın diğer ölüm yolculuklarına götüren bir idam sehpasi,karanlık çukurlara gömmende canavar ağzı,sevenleri ayıran kaderin kara belası değildir.


Sadin Ağa'nın ölümü neye benziyor biliyormusunuz?
O ışıklar ülkesine çıkan bir kapı,cennet saraylarına uzanan bir koridor,sonsuzluklara uçan bembeyaz kanatlı bir burak gibidir.
Nurettin Zorbozan'nin anlatımına göre Sadin Ağa'la ilgili ülkemde, Cebaxcurda mıntıkasında dengbejlerin söylediği stranı bakın nasıl aktarıyor?


- Hesp u mire min qeru boze
- le ser linge pasin dilize
- miro miro mire miran
- Kare ti cibu li Sivase nav maciran.

Türkçesi,

"Beyimin At'i siyah ve beyazdır.Arka ayaklari üzerinde oynuyor.
beylerin beyisin.Îşin neydi Sivas macirlerin içinde."


Bu stranda söylenenlerden anlaşılacağı gibi,Sadin Ağa'nın gerillacılık yaptığı dönemlerde Yado ve ekibile bir süvari gurubu oluşturmuşlardı.
Sadin Ağa hakkında idam hükmü verildiğinde o dönemlerde Sıvas'ta askerlik görevini yapan Karlıova/Xelifan Şeyhlerinden Ahmed Yolcu'nun ailemize anlatımları şöyleydi?
"Îşte Sadin Ağa bu insanlardan biri olduğunu,gördüğüm için mutluyum,demek içimden gelmiştir.

Hatta,firarda bulunan Çan Şeyhlerinin eş ve çocuklarını toplayıp,başka alanlara nakletmek isteyen askerlerden,Yado ve Sadin Ağa'nın süvari birlikleri bu aileleri kurtarmıştır.
Bir hatırlatma olsun diye,Sadin Ağa'nın kızı Gülşah daha sonra Çanlı Şeyh Mustafa'nın oğluyla evlendiğini belirtmek isterim.




**********************



SADÎN AĞA ÜZERÎNE FOTOĞRAFLAR ? YAZILI BELGE VE BÎLGÎLER ?













 




 







Yukarıda (3) sayfalık Kırdki/zazaki kaleme alınan belgeler Malmısanıj tarafından Vate dergisinde yayınlanmıştır.

Bu sayfalardaki bilgi be belgeleri  derleyip ,Malmısanıja sunan merhum Ahmet Kasımoğlunuda rahmetle anıyorum.

Kürd diline başta olmak üzere sunduğu Kırdki/zazaki Bitki Ansikilopedisi başta olmak üzere 1925 hareketiyle ilgili gerek saha çalışması, gerekse ortaya çıkardığı bilgi ve belgeler için kendisine minnetarız. 









Xoybun cemiyetinin toplantısı döneminde Bin-Xete çekilen fotoğraftır.

Sol başta ayaktaki Yado, sağ başta Sadin Ağa,

Oturanlar soldan Menduh Selim Bey, ortada Celaddet Bedirxan,sağ başta Kamuran Bedirxan








   Bu fotoğrafta Xoybun cemiyeti döneminde çekilmiştir.

Ayakta ulusal giysileriyle arkadaki şahsiyeti  Çolig merkezden Molla Ibrahim (Ekinci), Ayakta ön tarafta olan Kanireş/ Kalencikli Mala Mehmed Efendi Kêy Katib'dir , Nureddın Adem Mehmet efendinin  torunu teyyid etmiş, ve bu fotoğrafın kendisinde'de olduğunu söylemiştir. 

oturanlar sol  başta Yado, sağ başta Sadin Ağa


  **********************

Çapakçur'un Azizan köyünden Talhaoğlu Sadi (diğer adı Sadullah) Kalkan'm ölüm cezasına çarptırılması hakkında (Resmî Gazete ile neşir ve ilânı : 8 . VI. 1942 - Sayı : 5126) No. , 1294 Türkiye Cumhuriyeti topraklarından bir kısmını Hükümetin elinden çıkarmak için cemiyet kurmak, çete teşkil etmek ve Yağmurcuk köy halkının eşya ve hayvanlarını gasbetmekten suçlu Çapakçur'un Azizan köyünden Talhaoğlu Sadi (diğer adı Sadullah) Kalkan'm ölüm cezasına mahkûmiyeti hakkında Sivas Ağır ceza mahkemesince verilen ve Temyiz mahkemesinin 1103 esas ve 1674 karar sayılı ilâmı ile tasdik olunan ölüm cezasının infazına Teşkilâtı esasiye kanununun 26 nci maddesine tevfikan karar verilmiştir (Cilt : 20 - Sayıfa : 30 ve Cilt : 25 - Sayıfa : 252 ve Cilt : 26 - Sayıfa : 34:36). 3 haziran 1942 


Resmi gazetenin bu sayfasini torunu Zekai Ademci tarafindan bana gönderildi.







                             
    Sadin Aga ile ilgili idam kararinin yayınlandığı Resmi gazete




***********************







                         Sadiye Telha'nın eşi Cemile Xanım


 Cemile hanım 1969'da haca gidip,orada vefat eder.

Mezarı Hicazdadır.

 

Çolig'de halk arasında Cemile Êl - Şak güzelliği,endamı , uzun saçları ,nuran-i yüzü ile dilere destan bir kadındı.

Cemile Hanim üzerine Kırdki/Zazaca söylenen bir şiiri sizinle paylaşıyorum.




Fistuna sur şala sia,                         
Çarşîye cêrid bê emuna
Tı vun-i meleké ezmuna
Rındiye ye dinyad gerawa,
Nie sıpiwa ne siawa
Tı vun melekê azmuna,
Qume'ye ze kawağa
Çarşîye cerid yo zazawa/Kırda
Nome-ye Cemilê El şak a,



****************************




                                                               

                                 Zekai Ademci'nin sayfasından 


 Bu çocuk Sadin Ağa'nın küçük kızı Ayten Ademci , arkasında duranda asker olup, (1942 yılında Sıvas cezaevinde çekilmiştir)
Ayten hanım babası idam edilmeden evvel , kendisinden 5,6 yaş büyük ablası Faqide hanımla son kez babasını ziyaret ederler.

Sadin Ağa iki küçük kızını defalarca yanaklarından öper, ama çocukları babaları neden defalarca kendilerini öptüğünden bihaberdirler,

Bu fotograftaki hüzünlü duruş, çocuğun ruh halini ve hangi karmaşık duyguları yaşadığını tahmin edebilirsiniz.

 
 Bir fotoğraf ve düşündürdükleri ? yazımda bu fotoğrafın hikayesini kaleme aldım.


 Ben bu fotoğrafı gördüğümde yazmasaydım......Înanınki kendimi suçlu his ederdim.


Bu yaşanmışlıkların ,bu coğrafyanın kaderi olamamsı dileğiyle,



Orhan (Kaya) Zuexpayıc








 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard