Elif Orhan'ın 2010 yılında Zazaca üzerine Orhan Zuexpayıjla yaptığı röportaj

 

1-Zazaca nedir, sizce ayrı bir dil mi? Dımılkı nedir, sizce Zazaca ve Dımılkı’nın ortak ya da ayrildığı yanlari var mı?


CEVAP :
Öncelikle dil bilimcisi "filolog" olmadığımı belirtmek isterim. Bir dil üzerinde fikir yürütebilmek için sadece konuşmak, yazmak yeterli değildir. O dilin tarihi,dilin yapısı,etimolojisi,fonetigi,morfolojisi,alfabesi- ni,dünya dilleri içindeki yeri,hangi dillerle akraba olduğunu iyi bilmek gerekir.Maalesef böyle kurumlarımız yıllarca olmadığı için bazı aydınlarımızın mesleklerı farklı olmasına rağmen çabaları zazaca dili üzerinde araştırma ve gurup çalışmalası yapmaları çok değerlidir. Dil bilimi konusunda da yazdığı eserler "Roman,Gramer,Mevlüd,Şiir v.s" son 30 yılda dilimizin gelişmesindeki yazınsal temelde kilometre taşlarıdır.

Bende anadilim olmasından dolayı dil,tarih ve kültürümüze olan ilgimden inandığım bazı düşüncelerim mutlaka vardir. Bu sorularınızı bu kapsamda cevap vermeye çalışacağım.

Zazaca Kürdçe'nin bir lehçesidir. Kimi bölgelerde Kırmancki "Dersim",Kimi bölgelerde Dımıliki "Siwerek",kimi bölgelerde Kırdki "Çolig,Palu" adıyla telaffuz edilir.Hatta Dersimde bazı küçük guruplar Dersimki adınıda telaffuz ederler.

---Bu farklılıkları Kurmancide'de görmek mümkündür. Örneğin Kurdistan coğrafyasında konuşulan Kurmanci lehçesi,Güney Kurdistan'da Behdini, Iran Kurdistanında Şikaki adıyla anılır. Halbuki konuşulan dil aynıdır.

----Zazaki,Dımılki,Kırmancki ve Kiıdki aynı lehçelerdir. Şahsen 1999-2000 yılları arasında MEDYA TV'de Zazaki lehçesiyle "VATIŞ" adlı programın medatörüydüm. Konuklarım gerek stüdyo,gerekse canlı telefon bağlantılarıyla katılan arkadaşlar,farklı bölgeden arkadaşlardı. Konuklarım arasında Siwerek,Dersim,Palu,Piran Gumgum'dan arkadaşlar vardı. Birbirimizi anlamakta zorluk çekmedik.

Belki yöresel bazı kelime farklılıklar olabilir, oda çok az, diksiyonda "söyleyiş" bazı ufak sorunlar yaşayabilirsin. Ben şahsen bu konuda sıkıntı yaşamadım. Çolig'de bazen Kırdki iki komşu köyde de bu tür sorunlar yaşanabilir. Bunu normal karşılamak gerekır. Bir numune vermek istiyorum. Benim köyüm Zoğpa'da bıcak zazaca "Kard" söylenirken,bitişik iki km mesafedeki Xeylan köyünde "Kerd,Keyrd" diyiyorlar. Tabi bu konuda çok örnekler vardır.

Yine Medya TV'de 1999-2000'li yıllarda Dersimli Şiyar Munzur,Kamer Söylemez'in programlarına defalarca katıldım. Hiç bir zorluk yaşamadım. Bu programlara hemde Dersimli arkadaşlarla beraber stüdyo konuklarıydık. Örneğin Ali Dağdeviren Hoca,şuanda halen proğram yapan Erdal Er,Aysel Doğan,Ali Haydar Kaytan başta olmak üzere çok örnek verebilirim.


2-Devrimci örgütler „zazaca dilin“ ayrı bir dil olduğunu uzun zaman kabul etmediler, ki hala da da kabul etmiyenler çoğunlukta..Bunun nedeni cahillik olarak söylenebilir mi, ya da başka bir neden mı var, haklılar mı?


CEVAP

Bu sorunuza cevap vermek için biraz detaylara girmek istiyorum. Konunun iyi anlaşılmasi için Zazaca üzerine taraf olan ve fikir yürüten kişiler hakkında numuneler vermek gerekir.

Zazaca Kürdçe'nin lehçesidir. Nasılki ! Kurmanci,Sorani tek başına Kürdçe değilse,Zazacda tek başına Kürdçe değildir. Gelelim devrimci örgütler ve kişilere anladığım kadarıyla Kürd-Türk hareketlerini beraber kast ediyorsunuz.

Zazaca dili üzerinde son dönemlerde epeyce tartışilmalar vardır. Bu konuda aşağıdaki bilgileri aktardıktan sonra,konu daha iyi anlaşılır görüşündeyim. Tabi bu açıklamalarım dil veya lehçeden ziyade Zazaca konuşanların etnistesi,kimliğini iyi analiz etmek gerekir.

Kuzey Kurdistanda zazalar üzerinde üç tez vardir.

a) Zazalar ayrı bir halktır
b)Zazaca Kürd olduğu,
c) Zazalar Türk olduğu tezi.

Ben Zazalar'in Kürd oldugu tezini (b- şıkını savunuyorum. Bu konuda gerek dil ve kültür,gerek tarihi olaylar "hareket,direnişler" başta olmak üzere sosyolojik bazı analizlerden hareketle bu kanıya vardığımı söyleyebilirim. Tabi bu konuda sık,sık tartışmalarada tanık olabiliyoruz. Bu konuların detaylarına girmeyecegim. Çünkü röportajın bu konu ekseninde tıkanmasını istemiyorum.

Zazaların Türk olduğu tezini savunanlarda vardır.Hayri Başbuğ ismi var cismi yok ama TDK,Kültür Bakanlığı tarafından adına yayınlar basılıyor. Bir başka numune Ismail Beşikçi Hoca'yı Erzurum Atatürk Üniversitesinden ihbar ederek attıran Malatya'lı muhbir Prof. Orhan Türkdoğan Zazaların Türk bağlantıları üzerinde yoğun bir çabası vardır. Adıyaman/Gerger zazaları üzerine çalışması vardır.Bu tip adamlar dil üzerindeki çalışmaları bilim adına değil,resmi-ideolojinin kendilerine sipariş vererek bilim dışı,kendilerininde aslında inanmadıkları boş bir çabadır.

Bir defa Kürdçe dili Hint-Awrupa dil gurubunda, Türkçe dilide Ural-Altay dil gurubuna girer. Bu iki dil gurubu akrabalık "genetik" ilişkileride yoktur. Birbirinden çok uzak olan dillerdir.

Türk devleti Kurmanclar değil'de ,Zazalar üzerinde bu kadar oyun oynamalari tesaddüfü değildir. Çolig halkı çok iyi biliyor. 1995,96,97 yıllarında Çolig ve Amed çevresinde 7.Kolordu kışlası içinde zazaca bir radyo "Dicle'nin sesi" günde 2,3 saat yayın yapıyordu. Bende bazen dinlerdim. Bu radyodaki propağanda zazalar müslüman,dindar ve temiz bir millet olduğu söylenirdi. Kurmanclara hakaret ederken,PKK gerillalarına ermenilerin piyonu ,ve daha başka hakaretlerde yapıyorlardı. Zaza gençlerinin bu örgütten kurtarılması,Kürdleri böl-yönet politiksının hayat bulmasi için bu propağandayı yapıyorlardı.

---Yine Çoligde defalarca Emniyet tarafından gözetime altına arkadaşlarla alındık. Bizi sorgulamaya alan Terörle mücadele şefleri ençok zazaca propağandasını bize yapıyorlardı. Hatta bir defasında merhum Ismail Hakkı Mütevellizade başta olmak üzere,Belediye reisligi yapan Feyzullah Karaaslan ve ben gözetim altına alınmıştık. Çolige yeni gelen bir polis şefi vardı,ismi Ahmetti,

Üçümüzü ayrı ayrı odasına alarak zazaların Kürd olmadığını,zazaların müslüman ve dindar olduğunu Kurmanclar ve PKK'ye karşıda çok ağır konuşuyordu. Bu konuda bizim görüşlerimizi almaya çalısıyordu. Bu konuda ben susmayı tercih edince,şiddetle tepkisini bana karşı dışa vuruyordu. Beni Çolig'i terk etmem yönünde tehdit ediyordu.

Bir başka tez Zazalar Kürd değil,ayrı bir halktır. Bu tezi savunanların genelde zazaca konuşan insanlardır. Bu kategoride düşünenlerden bir kaç isim vermek gerekirse, Seyfi Cengiz,Ebubekir Pamukçu, Koyo Berz ,Zülfü Selcan başta olmak üzere örnekleri çoğaltabiliriz. Bu kesimler arasında bir konsesüs yoktur. Saydığım bu kişilerden çoğunun geçmişte Kürd siyasi hareketleri içinde yer almışlardır. Kendilerini etnik aidiyet olarak Kürd değil Zaza olduklarını tanımlarlar. Hayri Başbuğ ise Kurmanc ve zazaları götürüp,Türklere bağlıyor.

Konu daha iyi anlaşilsın diye biraz detaylara girmek istiyorum. Örneğin, Seyfi Cengiz'in bakın Ebubekir pamukçu ve Koyo Berz için Zazalara bakış açısı için çu tesbitleri yapar.
a) Bu gurup Türk devleti eksenlidir,
b) Dil eksenlidir,
c)Bucakçı,islamcı,ülkücü ve devletçi bir kültüre sahiptirler.
d)Devletten hiç bir talepleri yoktur,
e)Kürdlere karşıdırlar,özellikle Dersim bölgesine karşı,

Ebubekir Pamukçuyuda kısaca anlatmak istiyorum. 1946 Çermik doğumlu bir eğtimcidir. 1970 PDA "Aydınlık"Maoist bir çizgide siyaset yapar.PDA öncesi ülkücü bir çizgisi vardı.Tipkı hemşerisi Ziya Gökalp gibi,1979'da Peşeng hareketinin fikirlerini savunur.1984 yılında yurtdışına çıkar.Ebubekir ülkücü olduğu dönemde bir şiir kitabı "Kurtuluş savaşı" çıkarır. Yıllar sonra çıkardığı bu kitaptan utanç duyduğunu söyler.
Koyo Berz Siwerekli olup,eski peşengcidir. Ebubekirle sürekli kontak içindeydi. Son yıllarda Abdullah Gül Dışisleri bakanıyken Isveçe gidiyor. Koyo Berz ve bir gurup bakanı ziyaret ederler. Aralarında çok dikkat çeken konuşmalar geçer.Türk ve Kürd medyasına tüm bu yaşananlar yansıdı. Detaylara girmeyeceğim.

Seyfi Cengizin dikkat çekici ve savunduğu tezlerde şunlardir.

a) Zazalar bir ulustur.

  Zaza aleviliğini savunuyor. Örneğin zazaları sadece Dersimle sınırlandırıyor.Çolig,Amed,Xarpet ve diğer

zazaları kendilerinden kabul etmiyor.


Halbuki Dersim kökenli zazaların nüfusu toplam zaza nüfusunun çok az bir bölümünü oluşturur.
Dersimdeki zaza nüfusu ,toplam zaza nüfusunun %15-20 si cıvarindadır. Seyfi Cengiz'in siyasi geleneği Tekoşindir.Kürdlere özellikle de PKK ye karşı bir fobisi vardır. Ayrıca Seyfi Cengiz icin Kemal Burkay anılarının ikinci cildinde detaylı bilgiler vermektedir.Ilgi duyanlar okumalarını tavsiye ederim.

Seyfi Cengiz 9.12.2005 tarihli bir makalesinde Kürdlere bakış açısı hakkında bazı tesbitlerini hatırlatmak istiyorum.
- T.C Dersimden çıkmalı,
- Kürd mücadelesi haklıdır.
- PKK Dersimi rahat birakmalı, ve Kurdistana çekilmeli. (Dersimi dışarda tutuyor)
- Dersim halkının T.C'ye karşı direnişi,PKK dışında kendiliğinden gelişen devrimci-sosylist bir önderlikle birleştirmek gerekir.Seyfi Cengiz herhalde burada kendisini önder olarak görüyor.

Kısaca bu bilgilerden Seyfi Cengiz'in düşüncelerini anlamak mümkündür.

3-Bir dil bir kültürün ifade şekli olduğu söylenir....Halbuki yıllar yıllı başta devrimci örgütler olmak üzere tüm Kürt-Türk tarafı-aydınları Zazaca- Dımılki’nin bir dil olmadığını kanatlamaya çalıştılar.. Bile bile bir dili yok saymak haksızlık-adaletsizlik olmalı, sizce neden bunu yapmak istediler, amaç nedir? Ya da çokça söylenen, „bölünme korkusu mu“, böyle diyebilinir mi?


CEVAP

Zazaca,kırmancki,Kırdki adına ne derseniz deyin, Ben Kürdçenin lehçesi olduğuna inananlardanım. Kürd-Türk aydınlarından bazıları Zazaca lehçesinin varlığını kabulenmemeleri çok trajiktir. Türk aydınlarının inanmamalarını normal karşılıyorum. Çünkü Kemalizmin etkisinde kalmışlardır. Kemalizm yıllarca Kürdler üzerine red ve inkar politikalarıyla hayat bulmuştur.

Zazaca dili üzerine bir anekdotumu sizinle paylaşmak istiyorum.

Kürd aydını ve dil bilimcisi olan Feqi Hüseyine 1988 yılında ağabeyimle misafir olmuştuk. Bizimle kurmanci konuşmak istedi. ben kurmanciyi biliyorum,ama kendimi iyi ifade edmiyorum, dedim.Bu sözle Feqi Hüseyin Kürd olduğunuz ve Kurmanci bilmediğiniz için çok ayıp,benim ilkelerim var konuşmak istemiyorum dedi.Bende Kurmanc olmadığımı,Kürdçe'nin dört lehçesi olduğunu,ana dilim "lehçem" zazaca olduğunu ve lehçemide iyi bildiğimi söyledim.Feqi zazacayı biliyorsanız size saygı duyarım,dedi. Zazaca ismi geçince merhum Said Elçi'yi hemçerimi hatırladı. Feqi Said Elçi ve Said Kırmızitoprakın dava arakadşıydı. O gece zaza insanlarından hatıratlarını övgüyle bahs etti. Hatta zazaca yazılı eser olan Melle Xase'nin mevlidini benden istedi.Diyarbakırdan mevlidi temin ederek Feqi'ye yolladım.Zazaca dili üzerinde inceleme ve araştırma yapmak istiyordu. Tatvana üç yıl sonra tekrar Feqiyi ziyarete gittiğimde zazaca mevlidin incelediğini çok ağır geldiğini çok az kelimeyi anladığını bana söyledi.

Ismail Beşikçi 1960'lı yıllarin ortalarında Kürd sorunuyla ilgilendiğinde başına gelenleri çok iyi biliyoruz. Hiçbir Türk aydını o günkü koşullarda Ismail Hoca'nin düşüncelerini savunmak bir yana,MIT'in bürosu gibi Kemalist bir yaklaşım gösterdiler.

Son dönemlere kadar ismail Beşikçi gibi azda olsa Türk aydınlarından bazılari Kürd sorunu hakkında olumlu düşünceler oluşmuştur.

Kürd aydınlarının bazıları zazaca lehçesinin varlığını kabulenmemeleri başta Çolig,Dersim,Xarpet,Amed'e yaşayan insanları inkar etmek anlamına gelir. Bu aydınlar bence Kurdistandan bi-haberdirler.

Bu tip aydınlar fiziki olarak Kürd olabilirler,ama ruhsal olarak kimliginden değer yargılarından uzak oldukları için Kürd değildirler.

doğrusu bu anlayış Vandalizmin "felaket" ta kendisidir.

Şeyh Said,Dersim ve Koçgiri hareketlerine saygısızlıktır.

Bu düşüncede, Kuzey Kurdistanda sözde Kürd aydını,siyasetçisi,örgütü adına ne derseniz deyin eğer varsa,insanın aklına baska birşey daha gelir. Kuzeyde hala Kürdlerin bir statüleri yokken böyle bir Kürd Resmi-ideolojisi oluşturmusa,Kemalizmden ne farkı vardır. O zaman bu aydınlara şunu sormak gerekir. Kemalist ideolojiyi eleştirme hakkınız yoktur,çünkü aynı anlayışı sizde savunuyorsunuz,demek hakkımızdır.

Malumunuz Kemalizm Güneş-dil teorisi başta olmak üzere Türk tarih tezini yıllarca savundular. Birçok kitaplar bastırıldı. Şimdi o kitapların hepsini Türk devleti topladı. Piyasada şuanda bu kitapları bulmak mümkün değildir. Çünkü tüm bu yayınlar tedavülden kalktı. Bir söz varya "yalancının mumu yatısıya kadar,ondan sonra söner." Türk devletinin bu tezleri hepsi söndü gitti.

4-Siz konuştuğunuz ana dilinizi nasıl isimlendiriyor sunuz, yanı ana-baba-neneniz ne diyordu? Ayrıca siz birey olarak ilk defa ne zaman „bu dilin Kürtçenin bir lehçesi“ olmadığını, ya da olduğunu söylediniz? 

 CEVAP


Benim konuştugum lehçe'ye başta anne,babam ve ninelerim Çolig'de Kırdki olarak adlandırırlar. Çolig'de Kurmanclara'da Kırdasi lehçesi diyiyorlar. Bu tezi savunan Kürd ve yabancı dilbilimcileri vardır. Eskilerden iki numune vermek gerekirse ,Kemal Badıllı ve Ziya Gökalp ilk akla gelenlerdir..

Kemal Badıllı zazaların kurmanclar üzerine şu tesbiti vardır. Zazalar kendilerini asıl Kürd sayarak kendilerine Kiıd,ve kendileri dışında kalan Kürdlere'de daha doğrusu Kurmanclara da biraz küçümseme ile mütefarik olarak Kırdasi (Kürdümsü,Kürdçük)derler.

Kemal Badıllı bir dönem Ruha "Urfa" mebusluğu yapmış, Kürd aydınaları Musa Anter,Feqi Hüseyin başta olmak üzere isminden saygıyla bahs ederler. Mesleği hukukçu olmakla beraber Kürd dili üzerine eseri olan bir Kürd aydınıdır.

Ziya Gökalp'te aynı düşüncededir. Biliyorsunuz Ziya Gökalp "Çermik"Zaza kökenli olmakla beraber,ilk dönemi Kürd aydınlarıyla ilişki içindedir. Kürd aydını Halile Hayali Mutki zazalarından bir dönem Ziya Gökalp'le beraber Kürdçe Gramer çalışması yaparlar.

Ziya Gökalp daha sonra bu çalışmalardan vazgecer. Yani Kürdlüğünü inkar ederek Türkçü olur. Musa Anter hatırat 1.cildinde bu konuda önemli ayrıntıda veriyor.Türkçülüğün fikir babasıda bir zaza'ya nasip olur. Ziya Gökalp Türkçü olmadan evvel Kürdler üzerine sosyolojik analizleri özelliklede zazalar üzerine çok önemli ve değerlidir. Çok mükemmel ve yerinde tesbitleri vardır.

Ben Zazaca'nın Kürdçe'nin bir lehçesi olduğunu kendimi tanıdığım günden itibaren biliyorum.Çünkü bizim eve Şeyh Said hareketinin sürgünleri ve bedel ödeyen birçok aile bireyleri misafir oldular. Örneğin Şeyh Said'in oğlu Selhaddin Fırat,amcası Şeyh Tahir,Dr.Sıraç Bilgin'in babası ve direnişçisi isyan sürgünü Abdulhamid efendi,Dr.Nureddin Zaza'nin amcazadesi Nusret Ergene ilk akla gelen isimlerdir. Bu konuklar hem Kurmanci,hemde Zazaki diline hakim olan insanlardı. Ben Zazaki'nin Kırdki olduğunu şahsen bu konuklarımızın sohbetlerinden duydum.

5-Kendinizi anadilinizde iyi ifade edip ve yazabiliyor musunuz, ayrıca bunun gelişmesi için bir çabanız var mı, ya da öneriniz? 

CEVAP


Anadilimle kendimi ifade ettiğim gibi makale'de yazabiliyorum. 2006-2007 yılları arasında Awrupa'da 15 günde bir çıkan Peyama Kurd gazetesine Zazaca dilinde tarih ve yaşam öyküleriyle ilgili zazaca yazılar yazdım. Yine Vate calışma gurubunun 2002 yılındaki 10 günlük Isveç toplantısınada katıldım. Sonraki yıllarda da davet edildim, işlerimin yoğunluğu nedeniyle katılamadım. Vate dergisinde de yaziıarımda çıktı.

Bunun dışında 1999-2000 yılları arasında Çolig Kırdki lehçesiyle Medya TV-de canlı program yapttım. Medatörlügünü üstlendiğim proğramın adı "VATIŞ" Türkçesi söyleşi anlamına geliyordu. Halen zazaca çalışmalarım vardır. Kurdistan Aktüel sitesinde zazaca yazılar ara sıra yazmaya çalışıyorum.

Zazaca lehçesinin gelişmesi için bu yaptıklarım yeterli olmasada bir çabadır. Bunu günlük yaşamımızın her alanında yapmak gerekir.


6-Ben doğma- büyüme Dersimliyim..Benim doğduğum köyde istisnasız herkes Dersim de konuşulan iki dili bilirdi..Taa çocukluğumdan beri de bu iki dilin farklı olduğunu biliyorum..Ancak yıllar sonra böyle olmadığını idda edenler açıkçası bana gerçekçi gelmedi..Örgütlerin korkusuna bağladım..Siz bunu nasıl değerlendireceksiniz? „Simdi de bu korku vardır“desem, siz bana „abartıyor musunuz“ diyecek misiniz? 

CEVAP


Dersimde doğrudur, Kürdçenin iki lehçesi konuşulur. Kırmancki "zazaca" lehçesi Dersimde daha ağırlıktadır. Kurmanci lehçeside Mazgirt ağırlıklı olmak üzere Pertek ve Çemişkezek ilçelerinde konuşulur.

Bu iki dilin farklı olduğuda doğrudur. Bu farklılıkları yani Kurmanci "Kırdasi" , ile Kirmancki "zazaca" arasındaki farklılıkları görmemekte doğmatik bir yaklaşımdır. Bilim dışı bu yaklaşımları savunanlar geçmişte olmuşsa bilmiyorum,günümüzde böyle bir düsünceyi savunmak bence safsataliktir.

7-Dersim’de „Kurmancı“ „Dımılki-zone Dersimi, zone ma“ diye söylenilirdi.. Ve ben Dersimde konuşulan dile „Zazaca“ denildiğini hic duymadım..Yıllar sonra „Zazaca“ denildiğini duyduğumda tepkimde oldu..Zira nenem ve nenemin neneside dememişti.. Sizce Dersim dışında konuşulan „Zazaca“ ve Dersimde konuşulan Dımılki’nin arasında büyük bir fark var mı, ya da? 

CEVAP


CEVAP Yukarıdaki açıklamalarımda bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. Yinede kısaca değineyim. Dersimdeki insanlar Kırmanci dışında Dımılkı-zone ma-zone Dersimi dediklerini biliyorum. Bu dil veya lehçe ne derseniz deyin sadece Dersimlilere ait değildir. Dersimlilerin 5,6 kat daha fazla ´bir nüfus bu dili kullanıyor. Dersimlilerin konuştukları lehçeye zazaca demiyorlar.Tepkilerinin olduğunuda biliyorum.Dersimliler ,Zazaca denildiğinde sunni mezhepte olanlar için bu sıfatı kullanıyorlar.

Dersimli bazı aydın ve siyasetle ilgilenen kişilerin kendi dil ve kültürlerini Kürdlerden saymamalari,dinsel ve mezhepsel motifler işlemesi bana güneyli Feyli Kürdleri hatirlattı.

Feyli Kürdler tahminen 1,5-2 milyon cıvarinda bir potansiyeldirler. Mezhepsel olarak Kürdler içinde bu kesim şia inancına mensupturlar. Baas rejiminde ençok katliam ve sürgün edilenler bu kesimdir. Saddam Feyli Kürdlerin kendi kimliklerinden ziyade Iran yönetimiyle olan ilişkilerinden dolayı bu zulümü yapttı.

Feyli Kürdler, Loristan'da "cesur ve yiğit" anlamında kullanılan Feyli termolojisine uygun olarak, ,Kürdistan ulusal hareketinin saflarında büyük kahramanlıklar gösteren , Leyla Kasım ve Mılazım Ciwamêrî Feyli gibi şehitler vardır

Feyli Kürdler zengin olduklarından dolayı, "Kürd Yahudileri" diye, Şii olduklarından "İrani", Irak rejimlerine karşı Kürd ulusal hareketi ve Irak Komünist Partisi saflarında aktif mücadeleye katıldıklarından dolayı hep kıyıma uğradılar.

Mam Celal Kurdistanî Niwê'de Feyli Kürdlere ilişkin bir açıklamasında şöyle diyor: "Feyli Kürdler, Kürdistan Ulusal Kurtuluş Hareketinde, Rizgarî(1940'larda kurulan bir Kürd partisi)ve KDP kuruluşundan önemli rol oynadılar. YNK'nin kuruluşunda kurucuların yarısı Feyli Kürdlerden oluşuyordu".

Nasıl Kuzey Kürdistan'da ulusal kurtuluş saflarında yer alan Alevi Kürdler, 3 "K"(Kürd, Komünist ve Kızılbaş) diye "özel muameleye" maruz kalıyorduysa, Feylilerde, "Hem Kurd, hem Şia , hem Kominist" diye sömürgeci Baas rejiminin özel hışmına uğruyorlardı.

Son Irak secimlerinde "Feyli Kürdlerin İslami Birlik Partisi" ve "Özgürlükçü Feyli Kürdlerinin Örgütü" adlı iki parti iki ayrı liste olarak Irak genel seçimlerine katılıyorlar.

Ilginçtir, Güney Kürdistan da FEYLI Kürt şialar Hem Kürd, hem Şii "diye sömürgeci Irak rejiminin katliamına uğramışlardı. Ama 2005 yılında yapılan seçimlerde Kürdistan Parlamentosu, Irak Meclisi ve Mahalli seçim listelerinde bir çok Feyli Kürd adayı gösterilmelerine rağmen, ne yazık ki, bazı Feyli Kürdleri Alevi/Şii olduklarından dolayı, Mezhep temelinde dolayı Ayettulah Ali Sistanî'nin Şiilerin listesinde yer aldılar.Kurd olmalarina rağmen KDP-YNK ve Goran hareketiyle ilişkiye geçmediler.


8-Yok olmakla karşı karşıya olan bu dil için neler yapılabilinir, ya da yapılıyor mu, ya da „bırakalım da kaybolsun, ki ayrılık-gayrılık gibi bölünmeler „olmasın mı.?


CEVAP


(UNESCO) Birlesmis Milletler Egitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün 21 Şubat Dünya anadili günü öncesinde yayınladığı "Tehlike Altındaki Diller Atlası" na göre Türkiye'de 15 dil tehlike altındadır. Bu dillerden biride Zazacadır.

Unesco, Zazaca´nın geleceğini güvensiz görüyor.Güvensiz olan Zazaların geleceğidir. Eĝer bu gidiṣ tersine döndürülemezse Zazalar tarihten silineceklerdir.

UNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim ve bilgi ve bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor. Ancak Türkiye'de yürüttüğü bir dil koruma proğramı yok.Türklerin böyle bir derdide 80 yıllık geçmişlerinde yoktur.

Inancım odur ki Zazalar dillerine sahip çıkarak, kültürlerini koruyarak ve kollayarak, dilini ve kültürünü yarınlara taşıyarak UNESCO’yu yanıltır ve yalancı çıkarır.

UNESCO, birçok ülkede tehlike altındaki diller için koruma programları yürütüyor. Örgüt kültür, eğitim, iletişim ve bilgi ve bilim alanlarında dillerin güçlendirilmesi için çalışıyor.

Bu genellikle, azınlık dillerini tanıyan ve koruyan ulusal politikaların, anadili eğitimini destekleyen eğitim sistemlerinin, o dili konuşan toplulukla dilbilimciler arasında bir yazı sistemi ve biçimsel yapı kazandırmak için yaratıcı bir işbirliğinin varolmasını gerektirir.

"Bugün bazı diller çok az konuşanı kaldığı için sürdürülemez durumda, ama dilbilimciler, dili konuşan toplum da bunu isterse, hiçbir iz bırakmadan kaybolmasın diye dili olabildiğince kayda geçirebiliyorlar."

Son otuz yilda Zazca üzerine yoğun bir çalışma vardır. Öncesi yazılı olarak bir mevlid varken günümüzde 20'ye yakın sadece sözlük,yüzlerce roman,siir ve edebi eserler veren aydinlarimizin çoğalması sevindiricidir.

"En belirleyici etken dili konuşan topluluğun dile yönelik tutumu olduğundan, çok dilliliği ve azınlık dillerine saygıyı yüreklendiren, bir dili konuşmanın ödev değil, zenginlik olduğunu hissettiren toplumsal ve siyasi bir ortam oluşturmak esastır.

Bir dili yok olmaktan koruyabilmek için yapılabilecek en önemli şey insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun kosularin olusturmasi gerkir.Zazaca mutlaka kurtarılamlıdir. Bu lehçe bir zenginliktir. Ayrılık,bölünme fobisi olan Kürdler varolan gerçeklere karşı ayakta duramazlar.


9-Sonuç olarak ne söyliyebilirsiniz? 

CEVAP


Zazaca ve Kurmanca dil gurupları aynı olsada gramer olarak birbirinden farklıdırlar.Tarihte Kurmanç ve Zazalar'ın kader birliği olmuştur.Şeyh Said,Dersim,Kocgiri direnişleri bunun en iyi örnekleridir. Bu iki dil "lehçe" Irani dil gurubundan türemiş olmakla beraber, akrabadırlar.Kurmanci'yi iyi bilen Zazaca'yı bilmemesi bu iki dilin veryantlarının aynı olmadığını gösteriyor. O yüzden nasıl ki? Soranca ve Kurmanca farklı lehçelerse,hatta Soranca edebi ,yazım dili daha da gelişmiştir. Zazaca ve kurmanci lehcelerini bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Önemli bir noktaya daha vurgu yaparak bitirmek istiyorum. Zazaca dili son 30 yilda gramer,şiir,roman ve edebi eserlerde büyük gelişme gösterince bazı kücük guruplarda ayrımcılık başladığı bir gerçektir. Bundan 30 yıl evvel böyle bir düşünce yoktu. Selam ve saygılarımı sunmadan Italyan/Sicilyalı ozan'ın aşağıdaki sözleriyle bitirmek istiyorum.

Bir halk zincire vurulmuş,
Kuşatılmış, susturulmuşsa,
Özgürdür daha.

Herşeyini al elinden,
Yemek yediği masayı,
Uyuduğu yatağı
Varsıldır hala.

Bir halk hem yoksul hem tutsaktır,
Dili çalındığı zaman.
Ve o yitiktir artık...

İgnazio Buttıta
(Sicilyalı ozan)

Zaman ayırdığınız ve katkı sunduğunuz için sağolunuz..Evet Dersim xizırı başta Dersim olmak üzere, dostlarını, kültürünü, dilini ve de sizler/bizleri korusun..


Elif ORHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard