FEQI HUSEN SAGNIC'IN ANISINA







"Dünya ana dili günü dolayısıyla Kürd dil bilimcisi Feqi Hüseni anmak amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. "





          FEQÎ HÛSEN SAĞNIÇ'IN ANISINA





İşgalcilerle aramızda tek fark var, o da dilimizdir.
Rengimiz, coğrafyamız, dinimiz işgalcilerle aynıdır.
Eğer bu da Kürtlerin elinden giderse bu Kürtlerin sonu olur.
                            Kürd aydını,dilbilimcisi/FEQÎ HÜSEN SAĞNIÇ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Yıl 1991 Tatvan

Fotograftakiler, Ayakta sol baştaki Orhan Zuexpayıc ,Ahmet Aydın,
Okan Şenyüz , Oturanlar , koltukta oturan Feqi Hüsen, karşısındaki 
Mustafa Kurban. 




 **********************************


Kürd dil bilimcisi ve aydını Feqi Hüseyin Sağnıç'la Kürd dili üzerine aramızda geçen bir anekdotla başlamak istiyorum.


Yıl 1988 Feqi Hüsen Sağnıç'ın oğlu Azad Sağnıç'la olan dostluk ve arkadşlığımızdan dolayı Tatvan'a bir haftalığına ailece misafirliğine gittik.

Tatvana'a gittiğimizin ikinci günüydü. Azad arkadaşa dedimki !

 Feqi Amcayla bizi tanıştır hem ziyaret hemde sohbet ederiz.

Feqi Amca o dönemlerde fazla dışarı çıkmaz,

Kürdçe dilbilgisi üzerine ilk kitap çalışması devam ediyordu.

Adetta kitabının çıkması için inzivaya çekilmiştti. 

Çok acele ediyordu bu dünyadan göçmeden dil konusunda Kürd halkına bilgi,deneyim 

ve tecrübelerini kitaplaştırmak istiyordu. 

Velhasıl,  Azad ! bu akşam babama misafir olacağız haberini verdi. 

Zaten iki katlı evleri alt katta Feqi Hüseyin,üst katta Azad ve ailesi oturuyordu.


******************


1998 Temmuz ayı olsa gerek, Feqi amcaya, Azad'ın ailesyile beraber misafirlige gittik. 

Azad babasına bizi tanıştırırken,  Baba benim Bingöllü arkadasimdir,dedi. 

Feqi Hüsen, doğal olarak hal hatırımızı kurmancı sorarak bildigim kadarıyla kendimi

ifade etmeye çalıştım.

Feqi Hüseyin Çolig "Bingöl" üzerine bana meraq ettigi bir kaç soru sordu. 

Bu sorularının ilki Said Elçi'yi tanıyormusunuz,dedi. 

Ayrıca Çolig den sordugu ikinci kişi Dr.Sıraç Bilgindi. 

Îki Kürd şahsıyetide yakınen tanıdığımı söyledim.

Ve akabinde merhum Said Elçi'nin ağabeyi Hacı Sadık Elçi'le komşu olduğmuzu, 

Sıraç Bilgin'le aynı bölgeden ailece yakın dost olduğumuzu aktardım. 

Bu cevaplar Feqi'yi dahada bize yakınlaştırdı.  

Tabi kurmanci konuşurken zorlandım ve Feqi Hüsene dönerek !   

Feqi amca , kusura bakma ben Kurmanci kendimi iyi ifade edemediğim için , 

müsade edersen sorularınıza türkçe cevap vermek istiyorum,dedim. 

Bu sorum üzerine Feqi Amca adetta beni şok eden bir cevap verdi. 

Ben Kürd olup, ana dilini bilmeyen bir insanla prensibimdir kesinlikle türkçe konusmam,dedi. 

Eyvah deyip, nasıl bir belaya çatığım'da içimden geçmedi,degil.

Tabii bende soğuk kanlılığımı hiç kaybetmeden , adetta şok terapi yaşadım. 

Feqi amca' ya dönerek ama  ben Kurmanc değilim  ki? 

Benim ana dilim Kırdki/zazaki olup, ana dilimede çok hakim olduğumu anlatmaya çalıştım. 

Eğer bizim ana dilimizi biliyorsan sohbeti bizim dilimizde devam edelim,dedim. 

Bu sözüm üzerine birden irkilerek tekrardan tebessümle siz ana dilinizi bildiğiniz için 

ve bende sizin dilinizi iyi bilmediğim için tamam türkçe konuşalım,dedi.

Ama şunu söylemeyide ihmal etmedi. 

Bunu  bilin ki Kırdki/zazaki bilmeseydiniz,kesinlikle sizinle sohbet etmezdim.

Sözüde hala hafızamdadır.


*********************


Devamla, Feqi amca'ya kırdki/zazaki diline bir dilbilimci olarak neden bugüne kadar ilgi 

duymadığı sorusunu yönelttim. 

Çünkü Bidlis/Tatvan'da çok yoğun Mutki ilçesine ait bir nufus yoğunluğu vardır. 

Bu ilçenin yarısına yakını'da Kırdki/zazaki konuşuyorlar. 

Feqi Amaca'ya ayrıca Arapça,Türkçe,Farsça dilinide azda olsa bildigini bize aktarmıştı. 

Bende kendisine sömürgecilerin bu dillerini ögrenmişsin ama  Kürdçe'nin lehçesi olan

 Kırdki/zazaki'yi ilgi duymaman bir eksikliktir,demiştim. 

Feqi Hüseyin bana o dönemde Kırdki dili yazım dili olarak fazla gelişmediğini, ilk yazılı 

eseri olan Melle Xasi'nin kırdki mevlidinide bir türlü bulamadığını söyledi. 

O yüzden kırdki/zazaki diline uzak kaldığını ifade etti.

Bende kendisine Mevlidi sana temin edip,yollayacağım. 

Îstiyorumki ! bizim dilimiz üzerinede de çalışma yapasın. 

Çok iyi hatırlıyorum, ´Diyarbekire gidip o mevlidi temin edip,Feqi amca'ya yolladım.


**********************


Yıl 1991 Sadam Hüseyin ikinci körfez savaşında Kürdlere saldırdığında yaklaşık 200 bin 

insanımız sınıra yığılmıştı. 

O dönem de Çolig "Bingöl" belediyesi olarak bizde bir kampanya ile yaklaşık 10 kamyon

 gıda maddesi,tabi çok organizeli bir yardım hazırladık.

Bu yardım îçîn yaklaşık 1500 cıvarında 15 kg ağırlığında torba hazırladık. 

Torbanın içinde vitamin ilacı,iç çamaşır,Çorap,Cızlawet ayakabı,yağ,pirinç,bulgur,makarna'dan

 tutun yaklaşık daha sayamadığım birçok gıda maddesini torbanın içinde bulmak mümkündü. 

Belediye başkanımız Selhaddin Kaya  diplomaside çalışmış, mültecilerin durumunu çok iyi 

bilen biriydi.  

Irak'ta yıllar önce  ataşelik yapmış  bölgeyi gezmiş peşmerge ve güneyli Kürdlerin yaşamını o

dönem çok iyi bilen biriydi. 

Yardım konvoyunda görevli 4 arkadas'la beraber bizde sınıra doğru Çukurca bölgesinin 

sıfır noktasına doğru hareket ettik. 

Feqi Hüsen'le çektiğimiz FOTOGRAFTAKÎ arkadaşların isminide yazmışım. 

Arkadaşlara dedim ki ! yol güzergahımızda olan Tatavan'da ikamet eden  ! dil bilimci Feqi 

amca'yiıziyaret edip,ondan sonra Çukurca'ya gidelim dedim. 

Tabi tüm arkadaşlar duyarlı oldukları için sevinçle kabul ettiler.


*************************


Tatvan'da Feqi amca'ya ait Serhat Mobilya ve marangoz atölyesinin bulunduğu adrese gittik. 

Tesaddüf Feqi amca'la telefonlaştığımız için bizi büroda bekliyordu. 

Kürd gelenek göreneklerine göre arkadaşlarımızı ağırlayıp, konu sohbetimiz 

Saddam'in Kürdlere yapttığı zulüm ve sınıra yığılmalar ve  Kürd dili ve edebiyati üzerineydi. 

Ben Feqi amca'ya dönerek Kırdki mevlidi sana gönderdim, inceledin kırdki dili üzerineki 

çalışman ne durumda, sordum. 

Feqi amca bana dönerek ! mevlidi çok inceledim, kırdki dili bana çok zor geldi. 

O yüzden kırdki çalışmamı durdurdum,dedi. 

Feqi Hüsen dil çalışmasına başlamadan önce kısa bir dönem Kürd tarihi üzerine çalışmaya

 başlıyor. 

Tarih biliminin kendisine çok zor geldiği ve uğraş istediği için bu çalışmasından vazgeçerek, 

kürd dili üzerine çalışmalarını yoğunlastırıyor. 

Çünkü medrese kökenli olması, ana diline hakimiyeti,komşu dilleri iyi bilmesi onun için bir 

avantaj olduğunu bize aktarmıştı. 

Hatta dil konusunda merhum RUHA mebusu aynı zamanda hukukçu/dilbilimci Kemal Badılı'la 

dil üzerinde ortak bazı çalışmalar/görüşmeler yaptığını hafızamda kaldığı kadarıyla aktarmıştı.


**************************


Feqi Hüseyin 1998 yılının Şubat ayı'nın sonuydu.  

Almanya'ya illegal olartak çıkmadan iki gün evvel Istanbul'da Cerrahpasa hastahanesine 

doğru bir yakınımla gidiyoruz. 

Önümüzde yaşlı bir amca ve elindeki çantayla yavaş yavaş yürüyordu. 

Yaklaştıkça yüz yüze geldiğimde birde baktım ki Feqi amcadır. 

Tabii kendisine hemen yanaşıp,hal hatırını sordum. 

Bana dediki ( MKM ) Mezopotamya Kültür Derneğine dil dersi vermeye gidiyorum,dedi. 

Ve devamla,  oğlum Kürdlükte emeklilik yok bu işte,ölünceye kadar hizmet vardır.

 Feqi Hüsen devamla, Ahdım mezara kadar halkıma hizmet etmektir,dedi. 

Feqi Hüsenle ayrıldıktan sonra Awrupaya çıktım. 

Zaten kendiside 2003 yılında vefat etti. 

Sağnıç ailesine ve en önemliside Kürd halkına gerek siyasi,gerek dil,kültür ve edebiyat alanında

 önemli bir miras bıraktı. 

O tıpkı merhum Said Elçi gibi mektepsiz bir kürd aydınıydı.


**********************

 Azad arkadaş'la aramızda geçen  bir anekdotu da aktarmak istiyorum.


 Yıl 1992 gece saat 7,8 civarı.  

Telefonum çalındı dostum ve arkadaşım Azad Sağnıç eşiyle beraber Karakoçan 

cıvarında aracı küçük bir kaza ile geçiriyor. 

Bingöle yakın olduğu için bana telefon açıp, gelip bizi alırsan çok sevinirim,dedi. 

Siyasi curcunanın ve faili meçhul cinayetlerin en yoğun olduğu dönem,sürekli takip ve 

kontrolde olduğum için Azad kusura bakma bu saate gelemiyorum,dedim. 

Ama yarın sabahleyin mutlaka gelirim,dedim. 

Ve devamla ama size gecenin bu  saatinde yol göstereyim,dedim.  

Karakoçan belediye başkanı o dönemlerde Kawuman Şeyhlerinden Abdulselam Çiçekti. 

Ailece kürd sorununda gerek kendisi gerekse kardeşi ismi yanılmıyorsam Selim Çiçek

 duyarlıydılar,dedim. 

Bu saate evine gidersin ve FEQI Hüseyin'in oğlu olduğunu soyleyeceksin,dedim. 

Onlar sana yardım edip, bürokratik işlerinide hal ederler dedim. 

Azad arkadaşım söylediklerimin aynısını yapıyor. 

Reis o gece evde değil ama çocukları evdedir. 

Tabi Feqi Hüsen kürdlük davası başta olmak üzere kürd dili üzerindeki çalışmalarından 

dolayı hemen tanırlar. 

O gece Azad ve ailesini misafir ederler. 

Ertesi gün arabasınıda tamır edip,yolcularlar.


******************


Azad, ertesi gün Çolig'e gelip misafirimiz oldu. 

Karakoçan belediye reisi ve ailesinin ilgisinden epeyce memnun olmuştu.

Bende kendisine dönerek hade....hade...... yine Feqi Hüsen'in mirasını yedin, senin gidi

 "MÎRASYEDI"  deyip şakalaştık.

Bu espirilerle merhum Feqi Hüseni anarken,  Kürdlük vadisinde ize bırakarak göçüp,gitti.


Son söz olarak ,

Dilinden olmuş bir millet, aynı zamanda ulusal kimliği ve kültüründen, milli duygularından da

olduğunu sürekli vurgu yapan Feqi Hüsen,bıraktığı eserleri ,Kurdi yaşamı,siyasi kişiligi ve

 adına düzenlenen tören ve ödülerle Kürd halkı seni  sonsuza dek anacaktır. 

 

Ruhun şad olsun ,Mam Feqi ,

Ruhun şad olsun , Ape Feqi


                                                                                       Orhan Zuexpayıc























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

@templatesyard